Benim editörüm olduğunda senin ne düşündüğünü dikkate almayı hatırlarım. | Open Subtitles | حسنا ,عندما تكون محررى ساتذكر الاهتمام بما تفكر |
Time Dergisi'ndeki editörüm neyle ilgili bir haber yaptığımı öğrendiği ve makalenin içine ettiği için öyle oldu. | Open Subtitles | هذا لأن عندما محررى في مجلة التايم أكتشف ما كنت سأبلغه فى هذه المقالة فذبح المقالة |
O editörüm. Etrafı kolluyordu. | Open Subtitles | اوه ,انه محررى انه يقوم بالحراسه |
Biliyorum ama editörüm şehirde. | Open Subtitles | أعلم, لكن محررى فى البلدة ... و على أن أنهى كتابى |
editörüm Terry Crabtree bu olay için geliyordu. | Open Subtitles | (محررى, (تيرى كرابترى ذهب بالطيران إلى هذا الحدث |
James, bu editörüm Terry Crabtree. | Open Subtitles | جيمس), هذا هو محررى) (تيرى كرابترى) (جيمس) |
editörüm geldi. | Open Subtitles | و محررى قد حضر إلى البلدة |