Sen de biliyorsun ki kola yasak. Bütün meşrubatlar. | Open Subtitles | تعرفـين جـيّداً أن الكوكا محرّمة كـذلك كلّ المشروبات اللاكحولية |
"Efsaneye göre, Cennet Bahçesi'ndeki yasak meyvedir." | Open Subtitles | طبقاً للأسطورة هي فاكهة محرّمة مِنْ جنّة عدنِ |
"Efsaneye göre, Cennet Bahçesi'ndeki yasak meyvedir." | Open Subtitles | طبقاً للأسطورة هي فاكهة محرّمة مِنْ جنّة عدنِ |
Avukatın olarak kalmama izin verirsen karın yasak bölgede olacak. | Open Subtitles | إذا أبقيتني محامياً لك زوجتك ستكون محرّمة عليّ سيكون هو محاميي |
Yani, durum yasak aşka dönüşecek, sonra da ne olacağını Tanrı bilir. | Open Subtitles | أعني ، ستجعل رومانسيتهم تشعرهم أنّها محرّمة وسيكونان معاً, والربّ وحده يعلم ما يفعلان |
Eğer ilişkiyi heyecanlı kılan tek şey yasak olması olsaydı. | Open Subtitles | إذا كان الشيء الوحيد الذي يبقي العلاقة مثيرة .. هو أنها محرّمة |
Uzun bir süredir, onun topraklarında yasak olan bir özellik. | Open Subtitles | "وقد كانت سمة محرّمة في أرضها منذ دهر بعيد" |
Hıristiyanlık yasak bir sapkınlıktır. | Open Subtitles | المسيحيّة بدعةٌ محرّمة |
yasak meyveye duyulan meraktan olmalı. | Open Subtitles | فاكهة محرّمة على ما اعتقد |
Kamar-Taj'daki hiçbir bilgi yasak değildir. Sadece belli başlı uygulamalar yasak. | Open Subtitles | لا معرفة محرّمة في (كامار-تاج)، المحرَّم ممارسات معينة فحسب. |
Keith'i yasak meyveye dönüştürdün. | Open Subtitles | لقد حولت (كيث إلى فاكهة محرّمة |
yasak çörek. | Open Subtitles | دونة محرّمة |
yasak meyve. | Open Subtitles | فاكهة محرّمة |