Orada bir benzin istasyonu var. Gidip bir yön sorayım. | Open Subtitles | هناك محطة وقود سأرى إن كنت أستطيع الحصول على خارطة |
Orada bir benzin istasyonu var. Gidip bir yön sorayım. | Open Subtitles | هناك محطة وقود سأرى إن كنت أستطيع الحصول على خارطة |
Üstelik 9 ay boyunca lastiğin patlarsa durabileceğin benzin istasyonu da yok. | Open Subtitles | بالإضافة إلى تسعة أشهر دون محطة وقود إن حصل لديك أي عطب |
Santa Barbara, Kaliforniya'nın kenar mahallelerinde bir benzin istasyonunda çalışıyordum. | TED | كنت أعمل وقتها في محطة وقود في أطراف سانتا باربرا بولاية كاليفورنا. |
benzinlik ya da motel gibi bir yer olmalı. | Open Subtitles | ستكون هناك محطة وقود ستكون هناك منطقة إستراحه أو شيء كهذا |
Başarılı bir görev. Şimdi temiz tuvaleti olan bir Benzinci bulalım. | Open Subtitles | رحلة أستشكافية ناجحة والآن فلنذهب للبحث عن محطة وقود بها حمامات نظيفة |
Seni almadan önce, benzinlikte durmuştum ve gördüğüm kişi sanırım-- | Open Subtitles | قبل أن آخذك لقد توقفت عند محطة وقود .. وقد رأيت ذلك الرجل , و |
Şükran Günü olduğundan, açık benzin istasyonu yoktu. | Open Subtitles | وبما أنها نهاية أسبوع عيد الشكر, لم تكن هناك محطة وقود تعمل. |
Gelecek yüzyıla dek buralarda bir benzin istasyonu olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون هناك محطة وقود حتى وقت ما من القرن القادم. |
- Hadi, şurada benzin istasyonu var. | Open Subtitles | كوكو : هيا ، وهذا هناك بالضبط محطة وقود اوتو : |
Şehir dışındaki terkedilmiş bir benzin istasyonu veya tamirci dükkanını arıyoruz. | Open Subtitles | نحن في صدد البحث عن محطة وقود مهجورة أو محل ميكانيكي مغلق |
Yakınlarda bir benzin istasyonu biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعلمين اذا كان هناك اي محطة وقود قريبة منا ؟ |
Üzgünüm. Elimizdeki tek şey A4-70 yolundaki benzin istasyonu. | Open Subtitles | مرحباً ، المعذرة لكن كل ما لدي هو عنوان محطة وقود في إي 470 |
Tüm gün benzin istasyonunda durarak, çok fazla ahlaklılık ve ahlaksızlık görebiliyorsunuz. | TED | حيث يجلس المرء في محطة وقود طيلة اليوم، وترى هناك الكثير من الأخلاق والفجور، دعونى أقول لكم |
Riverside yolundaki bir benzin istasyonunda durdu. | Open Subtitles | توقف عند محطة وقود على طريق ضفة النهر خدمة ذاتية |
Garson, benzinlik çalışanı, kadın kamyoncu. | Open Subtitles | نادلة, مساعدة في محطة وقود سائقة شاحنة هل أي منهن متزوجة؟ |
Benzinci arkadaş, belki bir sonraki sefer muhtemel kaçırılan kişi hakkında aşağılık korkak olması dışında bir şeyler fark edersin. | Open Subtitles | مرحباً، محطة وقود ياصاح؟ ربما المرة القادم حاول ملاحظة شيء أكثر بخصوص ضحية اختطاف محتمل عوضاً عن مظهره الشرير؟ |
Monica'nın tanımına uyan biri Manassas'ın 25 km dışında bir benzinlikte görülmüş. | Open Subtitles | لقد حصلت على تطابق مع احداهن مع وصف مونيكا في محطة وقود خارج ماناسس بـ 17 ميلا |
Annem de babam da Amerika'da iş hayatına bir benzincide başlamışlar. | Open Subtitles | ،كِلا والداي في أمريكا .بدآ حياتهما العملية في محطة وقود |
Ölen kurbanı, benzin istasyonundan kaçırdığını biliyoruz. | Open Subtitles | قبضنا عليك بسبب خطفك لسيارة مع ركابها عند محطة وقود |
Köşede biz gaz istasyonu var. | Open Subtitles | هناك محطة وقود يميناً حول الركن من هنا |
Hayır, önce beni evime kadar takip eder. Ya da bir lokantaya veya bir benzinciye. Ondan sonra gebertir. | Open Subtitles | لا، أولاً سيلحق بي إلى منزلي أو إلى مطعم أو محطة وقود ثم سيقتلني |
Elimizde, bir benzinciden benzin alırkenki güvenlik kamerası görüntüsü var çiftliğinden yaklaşık 10 km uzaklıkta. | Open Subtitles | هي لدينا في كاميرا مراقبة في محطة وقود تملأ سيارتها علي بُعد 6 أميال من مزرعتك |
Delikanlılığında küç ük hırsızlıklar yaptı ve bir benzin istasyonunu soydu. | Open Subtitles | كان لص صغير بشبابه وسرق محطة وقود مكث بالسجن سنتين بتهمة السطو المسلح |
Yerel şerif ve ben büyük bir benzin istasyonundayız gibi görünüyor. | Open Subtitles | أنا و الشرطى المحلى يبدو و كأننا فى محطة وقود ضخمة |
Aspen Hill'deki bir benzin istasyonundayım ve bir adam yere yığılmış durumda. | Open Subtitles | "أنا في محطة وقود "أسبين هيل "لقد سقط رجل هناك" |
Beni de benzinliğe kadar götürebilir misiniz? | Open Subtitles | إن كان بإمكانكِ أن تقلني إلى محطة وقود ، أو أياً كان ؟ |