| Oğlumuza kavuşabildiğimiz için çok şanslıyız tabi ama iyi değiliz. | Open Subtitles | نحن محظوظون للغاية لإستعادة إبننا لكننا لسنا على ما يرام |
| Küçük kalibreli bir mermi olduğu için çok şanslıyız, yani... | Open Subtitles | نحن محظوظون للغاية أن الرصاصة كانت من العيار الصغير جداً، لذا |
| Burası güller için harika bir bölgedir. çok şanslıyız. | Open Subtitles | المنطقة مناسبة جدًا لإنبات الورود نحن محظوظون للغاية |
| Annenizin arkasına saklanabildiğiniz için çok şanslısınız! | Open Subtitles | أنتم يا رفاق محظوظون للغاية أنّ بإمكانكم الاختباء هناك في أحضان أمكم! |
| - Siz erkekler çok şanslısınız. | Open Subtitles | الرجال محظوظون للغاية ولماذا؟ |
| Siz çok şanslısınız. | Open Subtitles | أنتم محظوظون للغاية. |
| - Size rastladığımız için gerçekten çok şanslıyız. - Ben de ormandaki tuzakları kontrol ediyordum. | Open Subtitles | ـ نحن محظوظون للغاية لإيجادك ـ لقد كنتُ أتفقد المكايد في المنطقة |
| Hepsini göz önüne aldığımızda, çok şanslıyız. | Open Subtitles | كل الأمور بعين الاعتبار، ونحنُ محظوظون للغاية |
| Burada bizimle olduğunuzdan dolayı çok şanslıyız. | TED | نحن محظوظون للغاية لاستضافتك هنا معنا. |
| Biz çok şanslıyız. | Open Subtitles | إننا محظوظون للغاية, أليس كذلك؟ |
| Haklısın. çok şanslıyız burada. | Open Subtitles | أنت محقة نحن محظوظون للغاية بهذا |
| çok şanslıyız. | Open Subtitles | نحن محظوظون للغاية |
| çok şanslıyız. | Open Subtitles | نحن محظوظون للغاية |