Yalan söyleme konusunda değil, o konuda haklıydı. | Open Subtitles | ليس الجزء المتعلق بالكذب، كان محقاً في هذا. |
Klemah bir konuda haklıydı. | Open Subtitles | الان, كليما كان محقاً في شئ واحد |
Bir anlamda haklıydım ama içimde, derinlerde bir yerde oğlunun celladı olmuş biri vardı. | Open Subtitles | كنت محقاً في جانب لكن في قلبي كنت أشعر بأن أحدهم جعلني جلاد ابني |
Albay haklıymış. Mesele gerçekten de o. | Open Subtitles | العقيد كان محقاً في ماقاله عنها |
İtiraz etmekte haklıydın. | Open Subtitles | كنت محقاً في الإعتراض |
Ryuzaki Kira'yı insanları öldürme eylemini durdurma hareketinde haklısın. | Open Subtitles | ريوزاكي لربما تكون محقاً في إيقاف كيرا عن قتل الناس |
Bu konuda haklıydı. | Open Subtitles | لقد كان محقاً في الهدف |
Bir konuda haklıydı. | Open Subtitles | لقد كان محقاً في شيء واحد. |
Garrett bir konuda haklıydı. | Open Subtitles | وأدركت أن (غاريت) كان محقاً في شئ واحد: |
- Pope bir konuda haklıydı. | Open Subtitles | كان "بوب" محقاً في أمرٍ واحد |
Kızgındım ve haklıydım ama hep umrumdaydı, bunu sen de biliyorsun. | Open Subtitles | كنت غاضباً , وكنت محقاً في ذلك ولكني لطالما اهتميت لأمرك دائما وأنت تعرف ذلك |
Seni buraya getirmekte haklıydım. | Open Subtitles | أترى ؟ .. كنت محقاً في إحضارك هنا. |
Sanırım koca ağız konusunda yine de haklıydım. | Open Subtitles | "حسناَ، أعتقد أنّني كنت محقاً في كونك ثرثاراً على أيّة حال." |
Gibbs, CIA'deki arkadaşın şüphelerinde haklıymış. | Open Subtitles | (غيبز)، كان صديقك في الإستخبارات المركزية محقاً في شكوكه. |
Vali bizi göndermekte haklıymış. | Open Subtitles | -كان الحاكم محقاً في إرسالنا |
Belki de pes etmekte haklıydın, Jamie. | Open Subtitles | ربما كنت محقاً في (إستسلامك آنذاك يا (جيمي |
Ryuzaki Kira'yı insanları öldürme eylemini durdurma hareketinde haklısın. | Open Subtitles | لربما تكون محقاً في إيقاف كيرا عن قتل الناس سأتحمل مسؤولية التجربة |