"محل لبيع" - Traduction Arabe en Turc

    • dükkanı
        
    • dükkânı
        
    • dükkanına
        
    • dükkanında
        
    • mağazasını
        
    Her neyse, tatmin olmuş bir kadın müşteri olarak bu kadın ayakkabı dükkanı olduğu için ödemekte ısrar ediyorum. Open Subtitles على أي حال، باعتباره راض العملاء امرأة... ... في هذا، محل لبيع الاحذية النسائية، أنا أصر على أن أدفع.
    Buranın eskiden bir şekerci dükkanı olduğuna inanabiliyor musun? Open Subtitles تعرف هذا كنت محل لبيع الحلوى هنا؟ هلّ تصدق؟
    Doldurulmuş hayvan dükkânı ve bir erotik kitapçı arasına sıkışmış, hayatınızda görebileceğiniz en küçük hamburger dükkânı. Open Subtitles أصغر محل لبيع شطائر البيرغر رأيته في حياتي محصور بين محل للتحنيط ومكتبة بثلاث طوابق
    Burayı bir kadın ayakkabı dükkanına dönüştüreceğiz. Open Subtitles نحن نذهب لتحويله إلى محل لبيع الاحذية النسائية.
    Demek istediğimiz, göğüslerin kadın ayakkabı dükkanında yeri olamaz. Open Subtitles وجهة نظرنا هي الثدي ليس لها مكان في محل لبيع الاحذية النسائية.
    Tek yapman gereken şöyle demek... "Merhaba, ben Lindsay Weir. Babam 25. km'de A1 Spor Eşyaları mağazasını işletiyor." Open Subtitles مرحباً، أنا لينزي وير أبي يمتلك محل لبيع أدوات الرياضة في شارع 16 لاأصدق أنكم تطلبون مني ذلك
    Blossoms adında bir çiçekçi dükkanı var, yeni nişanlısı Ryan Becker da onunla çalışan bir düğün fotoğrafçısı. Open Subtitles تملك محل لبيع الأزهار،يسمى بلوسمز و خطيبها الجديد مصور حفلات زفاف إسمه رايان بيكر يعمل خارج المحل.
    Güzel bir çiçekçi dükkanı var Saint-Martin kanalı'nda. Open Subtitles لديه محل لبيع الزهور الجميلة بجوار قناة سان مارتان
    Siktir et ,dostum, peynir dükkanı açmalısın. Open Subtitles تباً للامر يا صاح, كل ماعليك فعله هو ان تفتح محل لبيع الجبن
    Otelin yanında oyuncak dükkanı var mı? Open Subtitles هل يوجد محل لبيع لعب الأطفال بالقرب من الفندق؟
    Özel bir kredi grubu ortaklığı yoluyla; sebze, yağ, pirinç, domates, soğan ve fasulye satan bir gıda dükkanı açabilmek için 350 dolar kredi aldı. TED من خلال مجموعة خاصة شركاء الإقراض، حصلت على 350 دولاراً لبدء محل لبيع المواد الغذائية، بيع خضراوات وزيت وأرز وطماطم وبصل وفول.
    Ortağımla hırdavat dükkanı açmak için mal götürüyorum. Open Subtitles أنا وشريكي سنفتح محل لبيع معدات
    Burası bir iç çamaşırı dükkânı, efendim. Open Subtitles هذا محل لبيع الملابس الداخلية يا سيدي
    Sanırım yanlış geldiniz. Burası tütün dükkânı. Open Subtitles .كلا, كلا هذا محل لبيع التبغ
    Bir içki dükkanına girdik ve kasayı kırdık, Open Subtitles إقتحمت محل لبيع المشروبات الكحولية وفتحت مكينة النقود.
    Ve bir keresinde de çay dükkanına saldırıyordum ve ... rahatsız ediyordum ki bu benim işim. Open Subtitles ومرة أخرى قمت بالاعتداء والضرب فى محل لبيع الشاى هذا كان تخطيطى.
    Al, Gary mağazasını bir erkek ayakkabı dükkanına çevirdiğini öğrenir diye korkmuyor musun? Open Subtitles مهلا، القاعدة، ليست لك خائفا أن غاري ومعرفة... ... الذي قمت بإيقاف هذه إلى محل لبيع الاحذية للرجال؟
    Galveston'da bir ayakkabı dükkanında karşılaştılar. Open Subtitles لقد التقوا في محل لبيع الأحذية في جالفيستون.
    Galveston'da bir ayakkabı dükkanında karşılaştılar. Open Subtitles لقد التقوا في محل لبيع الأحذية في جالفيستون.
    Git, diğer yetenekli eziklerle gitar dükkanında çalış. Open Subtitles اذهب للعمل في محل لبيع الجيتار مع بقية الفشلة الماهرين
    Bu ayakkabı mağazasını satın alacağım ve bu ülkede kendi işine sahip son Amerikalı olacağım. Open Subtitles أنا ستعمل شراء هذا محل لبيع الاحذية... ... ويكون الأمريكية الماضي في هذا البلد... ... لامتلاك شركته الخاصة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus