"مخالفات" - Traduction Arabe en Turc

• ceza
• cezası
• cezaları
• ihlal
• cezalarını
• ihlali
• suç
• suistimali
• usulsüzlükler
• ihlalleri
• usulsüzlük
• cezasını
• ödenmemiş
• cezasından
• kez güvenlik

ödenmemiş park cezaları yüzünden... dört ceza, hepsi Lake Shore'de kesilmiş.
لعدم دفعهِ المخالفات أربعة مخالفات ، كلها صدرت في شاطئ البحيرة

Ve bir polis memurun kendilerine ceza yazmasına inanamadım.
ولا أعتقد أن رجال الشرطة سيعطون أنفسهم مخالفات مرورية.

Bu park cezası olarak en çok kazandıran 250 yangın musluğu.
هذه أعلى 250 حنفية على الاطلاق من حيث مخالفات مواقف السيارات.

Kampüs kayıtlarında altı kuralları ihlal ve Metro Polisinde iki adet sarhoşluk ve taşkınlık.
ست مخالفات في سجلك الجامعي و اثنتان سكر و خلل بالنظام مع شرطة المترو.

Paranı park cezalarını ödemek için kullan.
لا تكوني سخيفة , ستحتاجين نقودك لأجل مخالفات الوقوف

Hız limitine uydum, eller serbestte konuştum. Kural ihlali yapmadım.
"أقود ضمن حدود السرعة، وأتصل دون استخدام اليدين، لا مخالفات"

Geçen ay yalnızca 3 ceza kestiler ve sadece dur levhasına dikkat etmediğin içindi.
فقط ثلاث مخالفات الشهر الماضي لعدم الالتزام بإشارة المرور

Aşırı hızdan dört ceza yemişsiniz, tutuklama izni çıkmış.
عليك 4 مخالفات سرعة قيادة تم تحويلهم الي مذكرة

Arabanın önüne yapıştırıyorsun böylece ceza yemiyorsun.
تضعها على سيارتك حتى لا تحصل على مخالفات

Evet, bir kaç park cezası var, ama bulabildiğim bir suç kaydı yok.
أجل، قليل من استدعاءات مخالفات الموقف، لكن لا يوجد سجل جنائي أمكنني إيجاده

Günde kaç hız cezası kestiğinizi sorabilir miyim?
هل لي أن أسألك كم عدد مخالفات سرعة تصدر باليوم؟

Görünüşe göre, ödenmemiş iki trafik cezası var.
يبدو أنه لديه العديد من مخالفات تجاوز السرعة

Aptalca park cezaları yüzünden polis Maris'ime eziyet ediyor.
لقد إضطهدوا ماريس بسبب مخالفات سيارت سخيفه

Vergi kaçırma, sahtekârlık, ödenmemiş park cezaları.
التّهرّب من الضّرائب أو الاحتيال أو مخالفات ركن السّيّارة الغير مدفوعة.

Dört ihlal ve düzeltmek için yedi günüm var. Yoksa kapatacaklar.
أربع مخالفات ومهلة سبعة أيّام لكي أصلحها وإلّا أغلقوا مطعمي

Görünüşe göre bunu da aldığın aşırı hız cezalarını hallettiğim gibi halletmek zorundayım.
أعتقد أنني سأتولى هذا الأمر مثلما توليت أمر مخالفات السرعة الخاصة بك

Kayıtlara bakarsak buradaki zamanım boyunca yalnızca 3 kez kural ihlali yaptım.
دعي السجل يتحدث ارتكبت 3 مخالفات فقط طوال الوقت هنا

- Frank, işe yarayacak her türlü suistimali araştır.
فرانك , ابحث عن اي مخالفات نستطيع استخدامها ضده

Bu seçimlerde büyük çapta usulsüzlükler rapor edildi ve insanlar bunu protesto için sokaklara çıktılar. Bu Rusya için çok sıradışı bir durumdu.
وتم الإبلاغ عن مخالفات كثيرة، وخرج الناس للاحتجاج، والذي كان أمرًا مستبعدًا جدًا في روسيا.

1990’lı yıllarda, ABD’de üretilen markalar hakkında ki… …çocuk işçiler, zor şartlar, ciddi sağlık ve güvenlik ihlalleri içeren… …bir dizi skandal vardı ve sonunda başkan Clinton…
ففي التسعينيات كان هنالك مجموعة من الفضائح تتعلق بانتاج بعض العلامات التجارية في الولايات المتحدة الامريكية عمالة الاطفال، عمالة مكرهه مخالفات خطرة للصحة والسلامة العامة

Gizli tesisler de dahil olmak üzere, raporda bir dizi mali usulsüzlük var.
هناك سلسلة مخالفات مالية خلال فترة رئاستك بما في ذلك عدة خارج مرافق الكتاب.

Bir kaç park cezasını saymazsak kadının evliyadan farkı yok.
و بإستثناء بعض مخالفات السير القليلة فالمرأة قديسة

Bir kaç hız cezasından başka bir şey yok.
، عدة مخالفات لتجاوز السرعة لاتوجد سوابق لها

Bir kez güvenlik sahtekarlığı suçu işlemek üzere anlaşma yapmak iki kez güvenlik sahtekarlığı yapmak bir kez para aklama suçu işlemek üzere anlaşma yapmak yirmi bir kez para aklamak bir kez mahkemeyi engellemeden ötürü kefalet 10 milyon dolar olarak belirlenmiştir.
تهمة تتضمن التآمر لارتكاب مخالفات أوراق مالية تهمتين بتزوير أوراق مالية تهمة تشمل التورط في تآمرٍ لغسيل أموال