Bu Meksikalı uyuşturucu karteli üyesi olduğu iddia edilen kişiler saklandıkları yer ile ilgili detayları açıklamamızdan sonra tutuklandılar. | TED | تم إعتقال هؤلاء الأعضاء المزعومين لعصابة مخدرات مكسيكية بعد أن نشرنا تفاصيل حول مخبأهم. |
Bu ölçüde daraltılmış bir bölgede saklandıkları yeri bulmak askeri bir deha gerektiriri. | Open Subtitles | ضيّقت أسفل هذه منطقة بهذا الحجم تحتاج الى عبقري عسكري لإيجاد مخبأهم |
Demek saklandıkları yer burası. Herkes nerede? Zamanımız tükeniyor. | Open Subtitles | هذا مخبأهم إذن أين الجميع، الوقت ينفذ منّا |
Onları duymuş olabilirsiniz, Fratelli'ler. Sığınaklarını bulduk. | Open Subtitles | أرجو بأن قد سمعت عنهم، الفراتيلس فقد وجدنا مخبأهم |
Sığınaklarını buldum ama sinyallerini izlediklerimi anlamışlar. | Open Subtitles | لقد وجدت مخبأهم ولكنهم عرفوا بأنكِ تتبعين إشارتهم |
Burası da sığınakları. | Open Subtitles | هذا هو مخبأهم |
Tramvaya getir, Londra'daki saklanma yerleri. | Open Subtitles | احظرها لمحطة القطار مخبأهم في "لندن" |
Anlıyorum, takip etmeye devam edin. saklandıkları yeri bulun. | Open Subtitles | إستمروا في تعقبهم, جدوا مخبأهم |
Onları saklandıkları yerden fışkırtıp çıkaracağız gereken süre, ihtiyaç halinde aylarca olsa da, onları er geç yakalayacağız. | Open Subtitles | سوف نضيق عليهم حتى يخرجوا من مخبأهم و البحث عنهم قد يستغرق وقتاً طويلاً لكننا سنجدهم عاجلاً أو آجلاً فالجرائم التى أرتكبوها لا يمكن التغاضى عنها |
Sen kurtları saklandıkları yerden çıkar ve bana getir. | Open Subtitles | ما عليك إلا أن تُخرجهم من مخبأهم... و أحضرهم إليّ... |
Clay County'e sızıp onları saklandıkları yerde bulacağız. | Open Subtitles | "سوف نتسلل إلى مقاطعة "كلاي ... ونعثر عليهم في مخبأهم |
Ve onların saklandıkları yeri tespit ettik. | Open Subtitles | لقد جمدناهم في مخبأهم الحصين |
Sizi saklandıkları yere götürebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن آخذك إلى مخبأهم. |
Sığınaklarını bulduk, Kazniya Elçiliği'nin altında. | Open Subtitles | لقد وجدنا مخبأهم أسفل سفارة (كازنيان) |
Burası da sığınakları. | Open Subtitles | هذا هو مخبأهم |