Yani bir arıdan saklanıyordum ama yine de sayılır. | Open Subtitles | حسنًا، كنت مختبئًا من نحلة ولكن ما زالت تُحسب |
O görüntüyü aklımdan çıkartamıyorum. Bovling pistinde saklanıyordum. | Open Subtitles | "لا يمكنني محو تلك الصورة من رأسي، مختبئًا في صالة البولينغ تلك." |
O pislik 4 polisi vurduğundan beri bir yerde saklanıyor sonuçta. | Open Subtitles | ذلك الحقير كان مختبئًا منذ أن قتل 4 ضباط. |
Burası çok büyük. İbrahim herhangi bir yerde saklanıyor olabilir. | Open Subtitles | هذا المكان ضخم، يمكن أن يكون "إبراهيم" مختبئًا في أي مكان |