Belki de onu tutukladığımızda laboratuvarında bulup aldığımız bir şeyi istiyordur. | Open Subtitles | أردات شيئاً من مختبرها شيئاً قمنا بمصادرته عندما أعتقلناها معملها ؟ |
Çünkü laboratuvarında koca bir metal kap bununla dolu. | Open Subtitles | لأنّها حصلت على أسطوانة كبيرة في مختبرها |
Barmal'ın işe yarayacağını sandığı son serumu kendi laboratuvarında. | Open Subtitles | مصل دم بارمال الاخير , ألذي ظنت أنه سيعمل موجود في مختبرها |
Bağış için bana teşekkür etti ve bana retinoblastom üzerindeki çalışmasını anlattı, bu bir tür ölümcül retina kanseri türü, beş yaş altı çocukları etkiliyor ve evet dedi, ve onun laboratuvarını ziyaret etmeye davet edildik. | TED | شكرتني على التبرع، وشرحت لي أنها تدرس ورم الشبكية وهو سرطان قاتل للشبكية يصيب الأطفال في عمر أقل من 5 سنوات وقالت نعم، ودَعتنا لزيارة مختبرها |
Yani onun laboratuvarını hiç ziyaret etmedin. | Open Subtitles | إذاً لم تذهبي ابداً إلى مختبرها |
Amy de bir biyolog. Onun laboratuvarında çalışabilirim. | Open Subtitles | أيمي عالمة احياء سأعمل في مختبرها |
Sizin ekip, Dr. Burke'ün laboratuvarında CHIKV'ye ait hiç delil buldular mı? | Open Subtitles | هل عثر قسمك على اي دليل ل"شيكونغونيا" في مختبرها ؟ |
Toksinin özel bir modelini hemen saptayabilirsek, bunun Dr. Burke'ün laboratuvarında yapıldığını ispatlayabiliriz. | Open Subtitles | بمجرد تحديدنا للنسخه المعينه للسم, يمكننا ان نثبت ان (د. بيرك) صنعته في مختبرها. |
Ünlü genetik araştırmacısı Dr. Ayumi Kagawa dün gece laboratuvarında uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybetti. | Open Subtitles | باحثة جيني بارز الطبيبة (أيومي كاجاوا) اطلقت النار عليها في مختبرها البارحة مايدعونه |
Yani onun laboratuvarını hiç ziyaret etmedin? | Open Subtitles | لذا انت لم تزوريها ابدا في مختبرها كلا |