"مختلفةٍ" - Traduction Arabe en Turc

    • farklı
        
    Niye? Çünkü onlar sorunlar hakkında biz teknoloji uzmanlarından farklı düşünür. TED لماذا ؟ لأنهم يفكرون بالمشاكل بطريقةٍ مختلفةٍ عما نفعله نحن التقنيون.
    Sonra anlatmaya başladı. Fareler de insanlar gibi yavrularını farklı şekillerde yalıyorlardı. TED ثم بدأ بإخباري بأن الجرذان، كما البشر، تلعق صغارها بطرقٍ مختلفةٍ للغاية.
    Mühendislikten çok farklı süreçleri gerçekleştirmede bilgisayarlara güvenmeye başlıyoruz. TED لذا فنحن بدأنا في الإعتماد على الحواسيب للقيام عملياتٍ مختلفةٍ تماماً عن الهندسة.
    Hâlâ anlamakta zorlanıyorsanız tamamen farklı bir probleme bakalım. TED إن ما زال ذلك صعبٌ استيعابه، لنلقي نظرةً على مشكلةٍ مختلفةٍ قليلًا.
    Anlamın üçüncü kolonu da kendinizi aşmakla ilgili ama tamamen farklı bir şekilde: aşkınlık. TED ثالث الركائز التي تجعل للحياة معزىً هو أن تتجاوز حدود نفسك ولكن بطريقةٍ مختلفةٍ تماماً: الفائقية.
    Fakat her gün farklı tercihler yapıyorsunuz ve bu tercihler belli hastalıkların risklerini artıracak veya azaltacaktır. TED ولكنكم تتخذون خياراتٍ مختلفةٍ في كل يوم، وهذه الخيارات تزيد أو تنقص مخاطر أمراضٍ معينة.
    Bu nedenle kuantum bilgisayar bu parçacıkların davranışlarını kontrol ederek işlem görür, fakat normal bilgisayarlardan tamamen farklı bir şekilde. TED لذلك، يعمل الحاسوب الكمي بالتحكم في تعامل هذه الجسيمات، ولكن بطريقةٍ مختلفةٍ تمامًا عن حواسيبنا المنتظمة.
    Bunlara farklı tedavi yolları uygulanmalıydı. TED وكانوا بحاجة إلى أن تتم معالجتهم بطرقٍ مختلفةٍ.
    Başlangıçta, tamamen farklı bloklardan oluşan bir yığının asla polindrom oluşturamayacağı öngörülebilirdir. TED لنبدأ، قد يكون واضح بشكل حدسي بأن الكومةَ من أحجارٍ مختلفةٍ لن تشكل واحدةً أبدًا.
    Belki işlerin biraz daha farklı bir yoldan halledilmesi gerek. Open Subtitles ربّما يحتاج هذا العرض إلى القيام به بطريقةٍ مختلفةٍ
    Onlar bizden farklı bir dünyada doğmuşlar. Open Subtitles لقد ولدوا بحياةٍ مختلفةٍ عنا في هذا العالم
    Aynı gümüş rengi minibüs, farklı işaretler. Open Subtitles وحصلتُ على نفسِ الشاحنةِ الفضيّة ولكن بلافتاتٍ مختلفةٍ كل مرة
    farklı kültürler onu farklı şekillerde ortaya çıkardı. Open Subtitles ثَقافات مُختلِفة تعرَّفت عليه بطرقٍ مختلفةٍ.
    Sizin düşündüğünüzden çok farklı bir şeye dönüşmüş. Open Subtitles وتنقضي الأمور بطريقةٍ مختلفةٍ تماماً عما توقعت
    farklı günlerde, farklı zamanlarda gelip giderdi. Open Subtitles لا, لقد كانَ يأتي ويغادرُ في أوقاتٍ وأيامٍ مختلفةٍ
    1970'lerde, sürekli büyüyen büyük verimiz CERN'de mantar gibi yayılan farklı bilgisayar takımları boyunca dağıtıldı. TED في السبعينات، كانت بياناتنا الضخمة النامية موزّعة عبر مجموعاتٍ مختلفةٍ من الحواسيب، المنتشرة في المختبر اﻷوروبي لفيزياء الجزيئات
    özellikle Afro-Amerikan kadınların durumu söz konusu dünyaya sağlıklı bir çocuk getirmek olduğunda tamamen farklı. TED وخصوصاً النساء الأمريكيات من أصل إفريقي يتعرضن لتجربةٍ مختلفةٍ تماماً عن النساء البيض حينما يتعلق الأمر بصحة أطفالهم الجيّدة حين الولادة.
    Yerleşim için, doğa için ve tarım amaçlı ... ... kullanmamız gereken farklı yollar vardır. TED يجب أن نَستغلّها بطُرُقٍ مختلفةٍ -- للسّكن، للطّبيعة، لأغراض الزّراعة.
    Ve kendimi şunu düşünürken buldum: Nasıl oluyor da çok farklı görüşleri olan çok sayıda insan gerçekten iletişime geçme şansını bulabiliyordu? TED ووجدت نفسي متعجبةً: كيف يمكن لعدد كبير من الناس أن تكون لديهم الفرصة في التواصل الحقيقي مع أشخاص لديهم وجهات نظر مختلفةٍ تماماً؟
    - Ben farklı yönden bakıyorum. Open Subtitles اوه , إني أراه بـطريقةٍ مختلفةٍ تماماً.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus