| Berbat hissettiler, ve o andan itibaren farklı olmak ve karıştırılamaz olmak istediklerine karar verdiler. | Open Subtitles | بأنّهم أرادوا لِكي يَكُونوا مختلفينَ ولَيسَ قابل للتبادلَ. |
| İnsanlar olduğu gibidir.Sadece farklı olucağını söyledi diye... | Open Subtitles | الناس يكونون بما هم عليه. فقط لأن واحد قال لهم بأنّهم سَيكونونَ مختلفينَ |
| Casey, biz çok farklı insanlarız. | Open Subtitles | كايسي، نحن أناسَ مختلفينَ جداً. |
| Biz farklı insanlardık. | Open Subtitles | كُنّا ناسَ مختلفينَ كُنّا |
| İkimiz de pek farklı değiliz. | Open Subtitles | نحن لَسنا مختلفينَ جداً. |