Yeterince tanıdım ve şımarık bir çocuğu görür görmez anlarım. | Open Subtitles | أنا أعرف نوبة الغضب عندما أراها وهذه فتاة مدللة جداً |
Eğer karşısında şımarık bir Prenses olduğunu sanıyorsa çok yanılıyor. | Open Subtitles | وإذا كان يعتقد بأنه يحارب أميرة مدللة ، فهو خاطئ |
Yo, hayır. Aptal ve şımarık veledin teki olduğumu düşünüyorsun. | Open Subtitles | أنت على حق - تعتقد انى فتاة مدللة تافهة حمقاء |
Benim şımarık, bencil, pohpohlanmış ve yapmacık biri olduğumu söylüyor. | Open Subtitles | انه يقول أننى فاسدة . أنانية و مدللة . و مخادعة بشكل تام |
Artık senin, şaplak atılmasından hoşlanan, şımartılmış zengin bir kız olduğunu bildiğime göre, seninle konuşma konusunda daha rahatlamış hissediyorum kendimi. | Open Subtitles | أشعرٌ بالإرتياحْ, عندما أتحدّثْ إليكِ. والآن, أعلمُ أنكِ فتاةٌ غنيّةٌ مدللة. والذين يعشقنْ الضربْ. |
Dediklerine dikkat et, Gonta! Kadınlar şımarık değildir! | Open Subtitles | انتبه الى لسانك, جونتا المرأة ليست مدللة |
- şımarık değil. - Daha doğrusu fazla rahat. | Open Subtitles | ــ أنها غير مدللة أبداً ــ في نظري، أراها مدللة زيادة عن اللزوم |
Herkes senin tembel, şımarık bir ana kuzusu olduğunu ve nasıl davranılması gerektiğini bilmediğini görebilir. | Open Subtitles | أي شخص يستطيع ان يرى انك كسولة و مدللة وليس لديك اسلوب |
Sen beni şımarık kendini beğenmiş bir çocuk sanıyorsun. | Open Subtitles | أنت تظنني فتاة سخيفة و مدللة و ناكرة للجميل. |
Bağımlılığına günde 1000 dolar harcayan şımarık zengin kızının tekiydi. | Open Subtitles | لقد كانت مدللة فتاة ثرية صغيرة بعادات يومية بـ ألف دولار |
O da beni sadece onun derisinin rengine aşık olan şımarık bir kaltak olmakla suçladı. | Open Subtitles | وهو عذرني لأني أصبحت كلبة مدللة والتي وقعت في حبه فقط من أجل لون بشرته |
Bir de şımarık kızı var ve son olarak çok yorucu bir soytarı var. | Open Subtitles | ثم هناك الفتاة، أميرة مدللة وأخيراً، مهرّج ممل |
Eğer o buysa, şımarık ve sahteyse, neden ondan bu kadar çekiniyorsun? | Open Subtitles | لو كانت هي كل ذلك: مدللة و مزيفة لم تشعرين بالتهديد من قبلها؟ |
Küçük şımarık velet... | Open Subtitles | مجرد طفلة مدللة سوف سوف تحمل بطفل في السابعة عشرة |
Sen şımarık bir veletsin, baban seni gözünde çok kıymetlendirmiş. | Open Subtitles | وانت لا شيئ سوى شقية مدللة مبالغة جدا في تقييم والدها |
şımarık ve kötü kalpli olduğunu düşünüyordum ama artık üzgün ve yalnız olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | كنت أظن أنها مدللة وشريرة ولكن الأن أعتقد أنها حزينة ووحيدة |
ama her kız bir domuzla baş edemez biliyorsun özellikle senin gibi şımarık bir Beverly Hills veleti ama gerçekten dayanıklı çıktın. | Open Subtitles | ولكن تعلمين, لا يمكن لأي فتاة أن تصارع خنزيرا. اعني, بالنسبة لفتاة مدللة مزعجة من بيفرلي هيلز، لديك عزيمة قوية. |
Bunu yapmandan mutlu oluyordum, çünkü bencil ve şımarık bir kişiyim. | Open Subtitles | و كنت سعيدة بتركك تفعل ذلك لأنني كنت شقية أنانية و مدللة |
Sen şımartılmış bir veledin tekisin. | Open Subtitles | أنت مدللة أيتها الطفلة المزعجة |
Çok şımardın çünkü tek çocuksun. | Open Subtitles | انتِ مدللة لأنك فتاة وحيدة |
Çocukken de çok şımarıktı. | Open Subtitles | لقد كانت مدللة بطفولتها |
Hayır biliyorum. Sen kokuşmuş fahişenin tekisin ve ben seni görmekten bıktım. | Open Subtitles | كلا أنت طفلة مدللة حقيرة وقد سئمت من منظرك. |