| Buna takıntılı ve Bağımlı hâle geliyorlar. | Open Subtitles | إنهما يعيشا فقط لحقيقتهما الجديدة إنهما مهووسان بهذا ، مدمنان عليه . |
| - Bağımlı olduğumuzu söylediler. | Open Subtitles | . وأنّنا مدمنان |
| Başkaları ile ilişkili iki Bağımlı. | Open Subtitles | مدمنان متعلقان بمدمن آخر |
| Mesele şöyle. İki esrarkeş, bir afyon kuryesini soyup öldürdü. | Open Subtitles | الوضع كالتالي، قام مدمنان بقتل وسرقة ناقل مخدرات |
| Anne ve bebek kokain bağımlısı. | Open Subtitles | الأم والطفل، كلاهما مدمنان على المخدر |
| Bu adamlar birbirlerine bağımlılar. | Open Subtitles | هذان الرجلان مدمنان على بعضيهما |
| Bağımlı olduklarını tahmin etmeliydim! | Open Subtitles | كان يجب أن أعرف أنهما مدمنان! |
| Sonra ben ve Rog'un komplo teorilerine Bağımlı olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | مدمنان على نظرية المؤامرة! |
| İki tane genç esrarkeş. | Open Subtitles | مراهقين مدمنان ؟ |
| Steph'le buluşmaya gidiyorum. Adrenalin bağımlısı olduk! | Open Subtitles | حسن ، سأخرج للقاء (ستيف)، نحن مدمنان للإدريالين! |
| Stephen ve Lyla, uyuşturucu alışverişi yapacak olan zengin, şımarık kokain bağımlısı iki tipti. | Open Subtitles | كانت (ليلى) و(ستيفن) زوجان ثريّان، مدمنان على المخدّرات، حيث أخذوا جرعة مخدّرة |
| Birbirlerine bağımlılar. | Open Subtitles | انهما مدمنان على بعضيهما |