| Bir avuç polisin tutuklama emri olmadan içeri girip işlerime ket vurmasına izin vermedin herhalde? | Open Subtitles | أنا متأكدٌ أنكَ لم تسمح لزمرة من الشرطة الدخول إلى هنا و إيقاف أعمالي، بدونِ مذكرة إعتقال قانونية. |
| Bütün kanıtlar da seni gösteriyor. Belki ikincil ama tutuklama emri çıkarmamıza yeter. | Open Subtitles | وجميع الأدلة تشير لك، ظرفية في أفضل الأحوال، لكنها كافية لنا للحصول على مذكرة إعتقال. |
| Bay Seo için tutuklama emri çıkartalım! | Open Subtitles | لنصدر مذكرة إعتقال ذد المرشح سيو |
| Artık Sarah'ın kazayla bağlantılı olarak hakkında tutuklama emri olduğunu teyid edebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا ان نؤكد أن مذكرة إعتقال " كانت ستصدر بحق "سارة لعلاقتها بذلك الحادث |
| Konuşan Alfa Bir. Tony Almeida hakkında acil tutuklama emri bildiriyorum. | Open Subtitles | أنا أصدر مذكرة إعتقال بحق (توني ألمييدا) |
| Sangram Singh için tutuklama emri. | Open Subtitles | ! مذكرة إعتقال ضد سانجرام سينج |
| Reggie için eski bir tutuklama emri vardı. | Open Subtitles | "كان هناك مذكرة إعتقال قديمة على (ريجي)" |
| Kıdemli askeri danışman Kara Green ve Beyaz Saray muhabiri Jacob Barnes için çifte cinayetten dolayı tutuklama emri var. | Open Subtitles | و مذكرة إعتقال تمَ صدورها بحق (كارا قرين) أحد كبار المستشارين العسكريين، و (جايكوب بارنس)، مراسل البيت الأبيض |
| Callen'ın tutuklama emri az önce çıktı. | Open Subtitles | حسنا ، مذكرة إعتقال (كالن) أصدرت للتو |
| Binbaşı Kusanagi'nin tutuklama emri elimde. | Open Subtitles | (هذه مذكرة إعتقال بحق الرائد (كوساناغي |