Çok etkileyici. Ama bu, özel güvenliği ve limitsiz parayı açıklamıyor. | Open Subtitles | ذلك مذهلٌ جداً، ولكنها لا تشرح تماماً الأمن الخاص، والتوميل اللانهائي |
Teşhircilik suçların etkileyici. | Open Subtitles | ولكنَ التعري في العلنِ لهو مذهلٌ بعضَ الشئْ |
Park Avenue'da göz göre göre saklanmak oldukça etkileyici. | Open Subtitles | مذهلٌ للغايه، يختبئ في مكان واضح على جادة شارع |
Ayıptır söylemesi, etkileyici biriyimdir. | Open Subtitles | أعلم. أنا رجلٌ مذهلٌ جدّاً جدّاً. |
Bunlardan birine, vücudundan kaydırıp çıkartarak sahip olabilmen ne kadar şaşırtıcı. | Open Subtitles | مذهلٌ كيف بإمكانك الحصول على واحدة من هؤلاء تنزلق من جسمك. |
Gizli görevdeki üç FBI ajanını indirmek çok etkileyici bir şey. | Open Subtitles | أن تقتلَ "٣" عملاءِ "مباحثَ فيدراليّة في مكانٍ سريٍّ" لهو مذهلٌ بالفعل |
Gerçekten etkileyici dostum. | Open Subtitles | مذهلٌ للغاية يا صاح. |
Keşfettiğin şey çok etkileyici sıradaki adım nedir | Open Subtitles | -ما كشفتِه مذهلٌ جدّاً. ماذا بعد؟ |
Çok etkileyici bir adamsın. | Open Subtitles | أنتَ مذهلٌ يارجل. |
Evet. Çok etkileyici. | Open Subtitles | نعم، هذا مذهلٌ جدّاً |
etkileyici. | Open Subtitles | إنَّ هذا مذهلٌ حقاً |
Görmeliydin Stan. Acayip etkileyici bir yerdi... | Open Subtitles | صدقني (ستان) ذلك المكان مذهلٌ جداً |
Çok etkileyici, Alex. | Open Subtitles | -هذا مذهلٌ جداً، (آليكس ) |
Çok etkileyici gerçekten de. | Open Subtitles | مذهلٌ بالفعل. |
Bunu çok kolaymış gibi yapman gerçekten şaşırtıcı. | Open Subtitles | إنّه لأمرٌ مذهلٌ أنّك تجعل الأمر يبدو سهلاً.. |
Fevkalade şaşırtıcı bir şey oluyor. | Open Subtitles | الآن، يحدث شيء مذهلٌ حقاً |
Yalnızca bu türe özgü ve şaşırtıcı bir davranış. | Open Subtitles | إنه سلوكٌ مذهلٌ متخصص |