Burayı babam kurdu, abim burası için öldü, sıradan bir garaj değil burası | Open Subtitles | والدي قام ببنائه , اخي مات فيه إنه ليس مجرد مرأب عادي، وورنر |
Oyuncuyken "Canavar garaj" dizisinde konuk rolüne çıkmıştım. | Open Subtitles | لقد مثلت دوراً في مرأب للوحوش عندما كنت أمثل |
Oradan buradan aşırıp babalarının garajında met pişirmeye çalışan çocuklara benzemiyorlar. | Open Subtitles | ليسوا إحدى الفتيان الذين يرتكبون الحماقات فحسب محاولين طبخ الميث في مرأب والدهم |
Bir park yerinde baba ve oğlu silah zoruyla kaçırılmışlar. | Open Subtitles | تم خطف اب و ابنه للتو من مرأب بتهديد السلاح |
Kanıt garajına çekildi. | Open Subtitles | تمّ الآن سحبها إلى مرأب الأدلة لدينا. |
Kurt Cobain'in cesedi, Washington Gölü yakınındaki evinde garajının üst katında bir odada bulundu. | Open Subtitles | جثة كرت كوباين وجدت في غرفة فوق مرأب منزله الأنيق بـ شارع بحيرة واشنطن |
Çalışmaya başlamam pislik dolu bir garajda oldu. | Open Subtitles | لقد بدأت عملي في مرأب للسيارات ملئ بالحمقى |
Cep telefonu, garaj kapısı kumandası ya da gecikme zamanlaması kullanmanız fark etmez. | Open Subtitles | لايهم ان كنت تستخدم هاتفاً محمولاً او مفتاح باب مرأب او مؤقتاً |
Bir garaj dolusu satılmamış büyük beden tişörtün olacak. | Open Subtitles | ويصبح لديك مرأب ممتلئ بالقمصان الغير مباعة |
Arabayı mekanlarından birine ya da garaj gibi bir yere sakla. | Open Subtitles | خباء السيارة في احد محلاتك او في مرأب تصليح السيارات او شيء من هذا القبيل. |
Jamie'nin yelkenlisi ile Doğu Sahilinde, gidip gelerek kazandığı 110 bin ile Jamie'nin garajında çalışmaya başladılar. | Open Subtitles | لقد بدأوا بالعمل في مرأب " جايمي " ولديهم 110 ألف دولار يبيعون القوارب في الساحل الشرقي |
Hemen uzaklaştı. Ve seni tamircinin garajında öldürmedi değil mi? | Open Subtitles | ولم تحاول قتلك في مرأب الميكانيكي |
Dün gece kongre binasının garajında vuruldular. | Open Subtitles | لقد أردّيا في مرأب رصف السيارات في "كابيتول" ليلة البارحة |
Missy Cassell'in arabasını binanın yanındaki park yerinde bulduk. | Open Subtitles | وجدنا سيارة ميسي كاسل في مرأب قرب المبنى |
Şehirde park halindeyken havaya uçmuş. | Open Subtitles | فجرَ السيارة في مرأب سيارات بالقرب من مركز حجز السيارات الخاص بالمدينة |
Bayanlar ve baylar kanıt garajına Whipcord'u getirdim. | Open Subtitles | سيداتي و سادتي في مرأب الأدلة، |
Duvara sürerken bir otelin garajına mı? | Open Subtitles | إصطدام بجدار في مرأب فندق؟ |
Eğer bana ihtiyacın olursa, kardeşimin garajının üstünde yaşıyorum. | Open Subtitles | جيد، إذا أحتجتني، إنّ أعيش في مرأب أختي |
Havalandırması olmayan bir garajda güç kaynağı olarak araba motoru kullanılır mı? | Open Subtitles | لا ينبغي عليكِ قط إستخدام مُحرك سيارة لتشغيل أى شيء في مرأب سيارات بدون وجود فتحات تهوية |
Geçebilirsek garajı kullanabiliriz. | Open Subtitles | لو تمكنَّا من الوصول إليه هناك مرأب بجواره |
Miami Beach, Florida'daki bir otopark, aynı zamanda bir spor mekânı ve yoga yeri olabilir demek, gece geç saatte orada evlenebilirsiniz bile. | TED | هذا يعني أن مرأب سيارات في ميامي بيتش في فلوريدا، يمكنه أن يكون مكانا للرياضة ولليوغا ويمكنكم أيضا أن تتزوجوا هناك في وقت متأخر من الليل. |
Bütün bunlar bir garajımız olsaydı çok daha kolay olurdu. | Open Subtitles | لكان هذا الأمر أسهل بوجود مرأب. |
SAMMY'NİN HURDALIĞI Olamaz. | Open Subtitles | "مرأب" سامي |
Kova yapmak için dün gece babamın garajından ot aşırdım... | Open Subtitles | لقد أخذت بعض زجاجات الشراب من مرأب والدي البارحة. |
Yalnız bu kez, orayı otoparka dönüştürene dek durmayacağız. | Open Subtitles | ،إلا أنه هذه المرة لن نتوقف حتى نحول ذلك المكان إلى مرأب سيارات |