"مرارًا وتكرارًا" - Traduction Arabe en Turc

    • tekrar tekrar
        
    • sürekli
        
    • defalarca kez
        
    • tekrar ve
        
    • ve bunu tekrar
        
    - Daha neler, kapıya çarpmışsın. - Evet. tekrar tekrar hem de. Open Subtitles هراء أنك اصطدمت بباب. أجل، مرارًا وتكرارًا. دخلت في شجار مع الشرطة.
    Bir de otomatik oynatma var, bu videoları bir döngü içinde sonsuz bir şekilde saatlerce tekrar tekrar oynatan. TED وهناك تشغيل تلقائي، حيث تستمر في عرض هذه الفيديوهات مرارًا وتكرارًا في حلقة لا نهائية لمدة ساعات طويلة في كل مرة.
    Şimdi CO2'yi bir kere yakaladığınızda onu yakalamak için kullandığınız malzemeyi tekrar tekrar geri dönüştürebilmelisiniz. TED والآن بعد أن جمعت ثاني أكسيد الكربون، فإنّه بإمكانك أن تعيد استخدام تلك المادة التي استخدمتها لتجمعه مرارًا وتكرارًا.
    Örneğin mağdurların başlarına gelenleri sürekli detaylı bir şekilde anlatmaları gerektiğine inanmıyoruz. TED فمثلًا، لا نعتقد أن الناجين عليهم إعادة سرد تفاصيل قصصهم مرارًا وتكرارًا.
    sürekli aynı şeyi yapıp farklı bir sonuç çıkmasını umuyoruz. Open Subtitles فعل نفس الشيء مرارًا وتكرارًا مع توقع نتيجة مختلفة، حسنٌ؟
    Bu meseleleri defalarca kez, tekrar tekrar konuşmamıza rağmen. Open Subtitles بعدما ناقشنا الشروط والتحذيرات مرارًا وتكرارًا.
    Arthur'un ilk kez bir Kelt şiirinde ortaya çıkmasından sonraki bin yıl boyunca, hikayesi, yazarlarının ve dinleyicilerinin önemsedikleri konuları yansıtacak şekilde tekrar tekrar değişti. TED في الألف سنة التالية لظهور آرثر في قصيدةٍ سلتية، تغيرت قصته مرارًا وتكرارًا لتعكس اهتمامات مؤرخيه وجمهورهم.
    Konuşmaya başladığım anda, sözümü kesmeye ve tekrar tekrar konuşmaya başladılar. TED وحالما بدأت في التحدث، بدأت الانقطاعات لحديثي وبدأ الحاضرون يقاطعونني مرارًا وتكرارًا.
    Sırf size farkındalık kazandırmak için biz acımızı tekrar tekrar yaşamak zorunda değiliz. TED لا يتوجب علينا الشعور بألمنا مرارًا وتكرارًا فقط في سبيل إطلاعكم.
    Ama tekrar tekrar kaynak sıkıntısının üstesinden gelenlerin hikâyelerini duyuyoruz. TED ولكننا نسمع مرارًا وتكرارًا قصص هؤلاء الذين تغلبوا على تحديات مصادر المال.
    Evren, tekrar tekrar genişleyip daralarak kendi tüm tarihini yineliyor olabilir mi? TED وهل يُمكن للكون أن ينفجر ويتقلص مرارًا وتكرارًا معيدًا كل تاريخه؟
    Ve o tekrar tekrar içmeye, hapşırmaya ve sarsılmaya devam etti duruncaya kadar. TED وظل يشرب ويعطس، مرارًا وتكرارًا حتى توقف ذلك.
    sürekli yapmaya devam edecek çünkü kaybettiği o şeyi asla geri alamayacak. Open Subtitles سيستمر فقط في فعلها مرارًا وتكرارًا لأنه لن يستعيد أبدًا ما فقده
    Milyonlarca defa aradım bebeğim. sürekli arayıp durdum. - İyi misin? Open Subtitles ،اتصلت بك مليون مرة يا حبيبتي .رحت أتصل بك مرارًا وتكرارًا
    ya geleceğimizle ilgili kayıtsız kalırız, her yeni teknolojinin kârlı olacağına körü körüne inanıp bunu mantra olarak dümensiz bir gemi gibi kendi eskimemize doğru yönelirken, kendimize sürekli tekrarlayabiliriz. TED إما أن نرضى بمستقبلنا، ونؤمن بشكل أعمى بأن أي تكنولوجيا جديدة لابد وأن تكون مفيدة ونكرر ذلك على أنفسنا، مرارًا وتكرارًا كتعويذة ما ونحن ننجرف كسفينة بلا دفة تجاه هلاكنا.
    sürekli dönüp duruyorlar, gittikçe hızlanıyorlar. Ta ki, uzayda bir yırtık oluşturana dek. Open Subtitles مرارًا وتكرارًا أسرع وأسرع وأسرع، حتى يكوّنون تمزقًا في الفضاء
    Yeni bir iş kurmak isteyip özel kredi için başvuruda bulundu ama sürekli reddedildi. Open Subtitles أراد بدء عمل جديد، وقدّم طلب قرض خاصّ لكنّه رفض مرارًا وتكرارًا.
    Ben de sürekli kendime aynı soruyu soruyorum. Slade... Open Subtitles طرحت على نفسي السؤال عينه مرارًا وتكرارًا.
    defalarca kez hem de. Open Subtitles .مرارًا وتكرارًا
    Robert defalarca kez beni aldattı. Open Subtitles (روبرت) خانني مرارًا وتكرارًا.
    Sanatı ve zanaatı terk ettiler, yerine kendi resimlerini çizip sergilediler. tekrar ve tekrar. TED لقد هجروا الفنون والحرَف وبدلًا من ذلك، رسموا وعرضوا صورا لأنفسهم مرارًا وتكرارًا.
    İnsanlar, bu çalışmanın bir parçası olma şansları olduğu, karşıt görüşteki insanların çılgın olmadıklarını gördükleri ve bu çalışma olmasa konuşmayacakları kişilerle iletişim kurabildikleri için minnettarlar ve bunu tekrar tekrar dile getiriyorlar. TED ويخبرنا الناس مرارًا وتكرارًا أنهم ممتنون حقًا لإتاحة الفرصة لهم ليكونوا جزءًا من هذا العمل، وممتنون لإدراكهم أن أصحاب الطرف الآخر ليسوا مجانين، ممتنون لأن الفرصة أتيحت لهم للتواصل مع أشخاص لم يكونوا ليتحاوروا معهم لولا ذلك.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus