"مرافقتي" - Traduction Arabe en Turc

    • gelmek
        
    • eşlik
        
    • katılmak
        
    • gelir
        
    • Takılmak
        
    • gelebilirsin
        
    • gelmen
        
    • yanımda
        
    • gelmelisin
        
    • benimle gelmeniz
        
    • yürür müsün
        
    • katılabilirsin
        
    Eğer benimle gelmek istersen, hemen şimdi gidip alalım onları. Open Subtitles إذا أردت مرافقتي ، فلنذهب لإحضارهم الآن هذه اللحظة
    "Bugün bana gelmek istememene üzgünüm, sana yemeğe sosisli bıraktım. Open Subtitles "يؤسفني عدم رغبتك في مرافقتي الليلة، تركت لك مقانق للعشاء.
    Yalnız gitmekten nefret ederim, benimle gelmek ister misin? Open Subtitles لا أريد الذهاب بمفردي , هل تريدي مرافقتي
    Hazır fırsatım varken sormak isterim. Öğleden sonra doğa aktivitesinde bana eşlik etmek ister misin? Open Subtitles أريد اغتنام هذه الفرصة لأسألك إن أردت مرافقتي لتأمّل الطبيعة عصر اليوم.
    Ben yemek için bir şeyler alacağım; İstersen bana eşlik edebilirsin Open Subtitles أنا ذاهب لأحصل على بعض الطعام، بمكنك مرافقتي إن أردت.
    Bu arada... bana katılmak istersen paraşüt derslerim duruyor. Open Subtitles بالمناسبة لدي دروس القفز الحر بالداخل إن أردت مرافقتي
    Yalnız gitmekten nefret ederim, benimle gelmek ister misin? Open Subtitles لا أريد الذهاب بمفردي , هل تريدي مرافقتي
    Dinle, baloya benimle gelmek ister misin? Open Subtitles إذن اسمعي، هل تودين مرافقتي إلى حفل التخرج؟
    Kim katili yakalamak için benimle Twenty Palms'a gelmek ister? Open Subtitles من يريد مرافقتي إلى "توينتي بالمز" لإلقاء القبض على القاتل؟
    gelmek isterseniz, bu hafta sonu brunch daveti var. Open Subtitles ستقيم حفلة غذاء هذا الأسبوع إذا مارغبتم في مرافقتي ؟
    Maç demişken benimle maça gelmek ister miydin? Open Subtitles .. وبالحديثعنها. أتريدين مرافقتي للمباراة أيضاً ؟
    Odama kadar eşlik ettiğiniz için sağolun ama sanırım yolu kendim bulabilirdim. Open Subtitles شكراً لك على مرافقتي إلى غرفتي ولكن أعتقد بأنني سأجد طريقي.
    Harika yemek ve bana eşlik ettiğiniz için sağolun. Open Subtitles شكراً على العشاء الّذيذ وشكراً لك على مرافقتي.
    Fakat yarın akşamki hoşgeldin yemeğinde görüşeceğiz ve bana eşlik edeceksin. Open Subtitles لكنني سأراكِ غداً مساءً في حفل عشاء الافتتاح، وستكونين مرافقتي
    Bakın belki bana eve kadar eşlik edersiniz biraz konuşabiliriz veya bir şeyler yaparız. Open Subtitles أنصت، ربّما يُمكنك مرافقتي إلى المنزل فقط و يُمكننا الحديث
    Bulunduğumuz ortam söylemek üzere olduğum şey için uygun olmayabilir ama benimle baloya gelir misin? Open Subtitles قد لا يكون هذا مكاناً مناسباً لما سأقوله الآن ولكن هل تودين مرافقتي إلى الحفلة الراقصة؟
    Şu Akademi yemeği olayında Hallie ve benimle birlikte Takılmak istiyormuş. Open Subtitles نعم طبعا عشاء الأكاديمية هذا " وتريد مرافقتي مع " هالي
    Benimle gelebilirsin. Ben de alacaktım zaten. Open Subtitles يمكنك مرافقتي كنت أهمّ بشراء واحدة على أية حال
    Her şeyi ayarlayacak ama vasiyet güder (vasiyet hükümlerini yerine getiren kimse) olarak seninde gelmen gerekiyor. Open Subtitles سيوثّق طلبي ولكن عليك مرافقتي لتكون المنفّذ.
    Okyanusun ötesine giderken yanımda olmanızı isteyemem. Open Subtitles لا أستطيع ان أطلب منكم مرافقتي عبر المحيط.
    Benimle mahkemeye gelmelisin. Cezaya itiraz ediyorum. Open Subtitles عليك مرافقتي إلى المحكمة، سأطعن المخالفة
    O zamana kadar yaşamak istiyorsanız, benimle gelmeniz gerekiyor. Open Subtitles وحتّئذٍ، إن أردتم الحياة، فعليكم مرافقتي
    Sakıncası yoksa arabama kadar yürür müsün benimle? Open Subtitles هل تمانعين مرافقتي إلى السيارة ؟
    Düşündüm ki belki sen de bana katılabilirsin. Open Subtitles ..بعطلة نهاية الأسبوع ولربما يتسنى لكِ مرافقتي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus