Mücevher mağazaları, alışveriş merkezleri, bu tür şeyler. | Open Subtitles | لدينا سلسله من محلات المجوهرات , اثنين من مراكز التسوق , هكذا نوع الاعمال |
Cumartesi, 27 Ekim. Burada alışveriş merkezleri kapalı olacak. | Open Subtitles | السبت , 27 أكتوبر مراكز التسوق هنا سوف تغلق |
140 milyon nüfusa sahip bir ülkede hiçbir şey yoktu, burada bildiğiniz alışveriş merkezleri yoktu. | TED | لم يكن هناك شيء في البلاد من 140 مليون شخص -- لا مراكز التسوق وكما تعلمون لهم هنا. |
Birkaç fast-food lokantası açarak başladı yakında alışveriş merkezi açarak devam edecek. | Open Subtitles | ابتدأ بقليل من مطاعم الوجبات السريعه ثم انتقل الى مراكز التسوق |
Seattle şehir merkezinde yağmurdan kaçabileceğiniz çok sayıda alışveriş merkezi var, ama bunu yapabileceğiniz çok fazla bedava yer yok. | TED | هناك الكثير من مراكز التسوق التى تسمح لك بالإبتعاد عن المطر بوسط سياتل لكن ليس هناك العديد من الأماكن المجانية التى تسمح لك بالإبتعاد عن المطر |
Dünyanın en büyük alışveriş merkezi gibi. | Open Subtitles | يبدو أكبر مراكز التسوق في العالم |
Gidip alışveriş merkezlerini koruman gerekmez mi? | Open Subtitles | الا يجب ان تكون الان تقوم بالحراسه مراكز التسوق. |
alışveriş merkezleri işinde bayağı para var. | Open Subtitles | -إن بناء مراكز التسوق عمل مربح للغاية. |
alışveriş merkezleri alanını görebiliyorum. | Open Subtitles | أستطيع أن أرى مراكز التسوق. |
Bir sürü alışveriş merkezi yapmış. | Open Subtitles | قام بعمل الكثير من مراكز التسوق. |
Julie, ben de tam yatırımlarımızın üstünden geçiyordum Bay Herbert'ın yeni alışveriş merkezi geliştirmesi için. | Open Subtitles | ...جولي), كنت سأنتهي فقط) من فرصتنا الاستثمارية مع السيد (هربرت) لتطوير مراكز التسوق الجديدة |
İşte bu yüzden Tanrı, alışveriş merkezlerini yarattı. | Open Subtitles | درجة الحرارة 150 بالخارج لهذا السبب أوجد الله مراكز التسوق الداخلية |