"مراهنَ" - Traduction Arabe en Turc

• iyi
• daha

Bütün seyirciler 3. Dünya Savaşı'na hazır olsa iyi olur.
كُلّ شخص في الجمهورِ يَستعدُّ مراهنَ للحرب العالمية الثالثةِ.

- Her zaman bu okulu daha iyi çalışır hale getirmek için sizinle birlikte çalışacağım.
أناسَأَعْملُمَع كلّكم لجَعْل هذه المدرسةِ، وكامل النظامِ، إعملْ حتى مراهنَ.

Prima'yı affettiği gibi, çünkü onun için yapabileceği daha iyi bir şey yoktu.
مثل هي غَفرتْ لأوليةِ لأنها لا تَستطيعُ أَنْ تَعمَلُ لا مراهنَ لَهُ.

Ama bu son hafta çok daha iyiydi.
لكن هذا الأسبوع الماضي كَانَ حتى مراهنَ.

Seni çok severdi ve bir daha benimle konuşmazdınız.
هي توَدُّ أنت مراهنَ و لا منك تَتكلّمُ معني ثانيةً.

Oyle olduğunda daha iyi hissetmesini sağlayan tek kişi ben değilim.
أَنا الوحيدُ الذي يُمْكِنُ أَنْ يَجْعلَ مراهنَ ملمسِها حقاً متى هي مثل تلك.

Sandığımdan da iyi çıktı, çünkü sana rastladım.
وهو كَانَ حتى مراهنَ مِنْ إعتقدتُ بأنّه سَيَكُونُ... لأن قابلتُك.

Onu bir şekilde iyi hissettirmek istedim ama sen ve kıçımın kenarı işe alımın-
إجعلْ مراهنَ ملمسِها حول نفسه، لَكنَّك وقطعتَكَ الجديدةَ لتأجيرِ الحمارِ -

Köpek barınağındaki köpeklere bile daha iyi bakılıyor.
الكلاب في الباونِ يُعالجُ مراهنَ.

Diğerlerinden daha iyi değilsin.
أنت لا مراهنَ مِنْ أي شخص آخر.

Ben daha iyi sandviçler yapabilirim.
- Sarducci؟ أنا يُمْكِنُ أَنْ أَجْعلَ مراهنَ السندويتشات هنا.

O siyah çocuk daha iyi olurdu.
ذلك الطفلِ الأسودِ would've مراهنَ.

Ama benimki daha iyi.
لكن مراهنَ اللغمِ.

Aslında 27 kişinin gözü önünde ölmesine izin veren bir doktor için emniyet teşkilatında düşük seviyeli bir işe girmiş olman daha iyi.
بالرغم من أن... أَفترضُ مَنْ مراهنَ لa الشغل الواطئ المستوى في تطبيقِ القانون مِنْ a طبيب الذي سَمحَ له 27 شخص للمَوت