Matematik saçma, karışık, rast gele, düzensiz ve berbat bir şeymiş. | Open Subtitles | إنها سخيفة، مرتبكة عشوائية مضطربة ، و غير سارة بشكل كبير |
Eve geldiğimde bu tanışma konusunda karışık hisler içindeydim. | TED | عندما عدت إلى منزلي، كنت مرتبكة جدًا بشأن تجربتي. |
Elektroşok tedavisi başladı. Hastanın kafası karışık. Kavrayış ve muhakeme yeteneği yok. | Open Subtitles | صدمة كهربية ، بداية العلاج المريضة مشوشة و مرتبكة و تفتقر إلى المعرفة و الحكم |
Grace, baygın gibi uyuduktan sonra gözlerini açtı. Kafası karışmıştı. | Open Subtitles | غرايس فتحت عينيها بعد نوم مؤرق تقريباً،و قد كانت مرتبكة. |
Hırsızlıktan, ama kafasının karışmış olduğu fark edilince değerlendirmek için buraya getirmişler. | Open Subtitles | السرقة ،، لكن من الواضح انها كانت مرتبكة لذا جلبوها هنا من اجل التقييم |
kafam karıştı. Burada duramam. | Open Subtitles | انا مرتبكة قليلا انا لا اعتقد اننى ساكون هنا |
- Henüz değil. Önce en azından tanıştırmak isterim fakat, bu konuda gerginim. | Open Subtitles | اريدهم في الاول ان يتعرفو عليه ,انا مرتبكة |
Çok şaşkınım Çirkin Bob. Kişiliğini seviyorum fakat çok berbat çirkinsin. | Open Subtitles | يا (بوب) البشع، أنا مرتبكة جداً أحبّ شخصيتك ولكنك بشع جداً |
Kafaları karışıktı, çünkü sosyalizmin ana vatanında, Sovyetler Birliği'nde, daha liberal bir politika izlenmeye başlamıştı. | TED | كانت مرتبكة خصوصًا لأن في الدولة الأم للاشتراكية، الاتحاد السوفيتي، طبِّقت سياسة أكثر ليبرالية. |
Topper, kafam çok karışık. Biraz yalnız kalmam gerekiyor. | Open Subtitles | توفر، أنا مرتبكة قليلاً وأحتاج بعض الوقت لوحدي |
Kafam karışık değil, Onun için birşeyler hissettiğimden eminim. | Open Subtitles | بسبب اللباس و الرتب, يمكن للأمران يكون مربكاً ليس هنالك فرصة انني مرتبكة انا اشعر بشيء بالتاكيد. |
Hayır. Demek istediğim, aklım karışık. | Open Subtitles | حسناً , الآن , أنا مرتبكة أتظنين بأن هناك شيئاً خاطئاً |
Üzgünsün, kafan karışık ve bu içini parçalıyor. | Open Subtitles | أنتى فى غيظ , و مرتبكة و ذلك يمزقك من الداخل |
Üzgünsün, kafan karışık. | Open Subtitles | أنتى فى غيظ , و مرتبكة و ذلك يمزقك من الداخل |
Matematik saçma, karışık, rastgele, düzensiz ve berbat bir şeymiş. | Open Subtitles | إنها سخيفة، مرتبكة عشوائية مضطربة , و غير سارة بشكل كبير |
Ve hayret içinde kaldım, çok sinirliydim, ve kafam çok karışmıştı. | TED | لقد أصابني الذهول و كنت غاضبة جدا و مرتبكة للغاية. |
Kafası karışmıştı ve oyun parkından başka birinin çocuğunu alıp gitmeye kalkışmıştı. | Open Subtitles | لقد كانت مرتبكة وحاولت الإبتعاد بعيداً من الساحة معَ طفل احدهم |
Farkettiğiniz gibi, benim haricimde kimse ne olduğunu anlamadı ve benim de umurumda olmadı, gerçekten, çünkü bütün dünya ve insanlık benim olduğum kadar kafası karışmış ve kaybolmuş görünüyordu. | TED | كما لاحظتم، لا يجد أحد منطقاً فيما كان يحدث إلا أنا، وأنا لم أكترث مطلقاً، حقاً، لأن العالم بأسره، والإنسانية بكاملها، بدت مرتبكة وضائعة مثلي تماماً. |
Sevgili seyirciler, sizin de en az bizim kadar kafanız karışmış durumda. | Open Subtitles | السيدات والسادة، كنت مرتبكة مثلنا. |
Benim, neden avukata ihtiyacı olduğu konusunda kafam karıştı. | Open Subtitles | أنا مرتبكة ، لماذا تعتقد أنه بحاجة الى محامي |
Tamamen kafam karıştı. Bunu neden yapıyorsun? | Open Subtitles | أنا مرتبكة تماماً، لم تفعلين ذلك؟ |
Yanlış söyledim. Biraz gerginim, tamam mı? gerginim de ne demek? | Open Subtitles | -لقد قلت الشيء الخاطئ,كنت مرتبكة |
Üzgünüm. Ben sadece, um, biraz şaşkınım. | Open Subtitles | أنا آسفة، أنا فقط، اه، مرتبكة قليلاً. |
- Ama biraz kafam karışıktı. - Benim de. | Open Subtitles | .ـ ولكنني كنت مرتبكة بعض الشيء .ـ أنا أيضًا |
Bekle bekle, belki sadece kafası karışıktır. | Open Subtitles | انتظري ربما هي فقط مرتبكة |