Ateşin de çok yüksek olduğu için hastaneye yatman gerekecek. | Open Subtitles | ,بالاضافه الى ان حرارتك مرتفعه .سوف اقوم بحجزك فى المشفى |
Hâlsizlik, kanama, şimdi de yüksek ateş ve düşük kan basıncı. | Open Subtitles | سبات , نزيف , الان حراره مرتفعه , ضغط دم منخفض. |
Niye daha da az insan? Çünkü fiyatı çok yüksek, o yüzden çok ama çok az insanın almaya gücü yetecek. | TED | لما لمجموعه أقل من الناس ؟ لان التكلفه أصبحت مرتفعه, لذلك هنالك قله ممن يستطيعون تحمل التكلفه |
Çok yüksek. Bak, tutunmuyorum. Tamam. | Open Subtitles | انها مرتفعه للغايه انظر لا امسك بشيء حسنا انا اسفه |
Bu civarda suç oranı yüksek, değil mi? | Open Subtitles | معدلات الجريمه فى هذه المنطقة مرتفعه,اليس كذلك؟ |
Evdekiler için moralleri yüksek tutmak zorundaymışız. | Open Subtitles | اظهر في معنويات مرتفعه امام من هم في الوطن |
Evet, yüksek başlayıp gittikçe yükselmeli. | Open Subtitles | نعم .. يجب ان تبداء بنغمة مرتفعه و من ثمن ترتفع اكثر |
Ufak bir meblağdı ama getirisi oldukça yüksek olacak. | Open Subtitles | إنها فقط حصة صغيرة لكن العوائد ستكون مرتفعه |
- Neden Sandford'un suç oranının düşük, kaza oranının çok yüksek olduğunu düşündünüz mü? | Open Subtitles | آسبق آن تسآلئت لماذا معدل الجريمه منخفض جداً في ساند فورد , ورغم ذلك نسبة الحوادث مرتفعه جداً |
- Neden Sandford'un suç oranının düşük, kaza oranının çok yüksek olduğunu düşündünüz mü? | Open Subtitles | آسبق آن تسآلئت لماذا معدل الجريمه منخفض جداً في ساند فورد, ورغم ذلك نسبة الحوادث مرتفعه جداً |
Ama yeterince yüksek olsun ki yüzümdeki küçümseyişi görmesinler. | Open Subtitles | واجعلها مرتفعه جدا حتى لا يروأ تعابير وجهي |
İş sermayemizi bir çeşit yüksek getirili ekipmanlara yatırdım. | Open Subtitles | حسنا , لقد استثمرت رأس مال عملنا في أداة مالية بديلة ذات عوائد مرتفعه |
Şu anda "Muhtemel Risk" olarak belirlenmiş olan tehdit seviyesini "yüksek Risk" seviyesine yükseltmek için karar almış bulunuyoruz. | Open Subtitles | الوضع رفع درجات الخطر من مرتفعه إلى الخطورة المرتفعه جداً |
Şu anda "Muhtemel Risk" olarak belirlenmiş olan tehdit seviyesini "yüksek Risk" seviyesine yükseltmek için karar almış bulunuyoruz. | Open Subtitles | الوضع رفع درجات الخطر من مرتفعه إلى الخطورة المرتفعه جداً |
Şu andan itibaren tek işin notlarını yüksek tutmak. | Open Subtitles | من الآن , عملك الوحيد هو إبقاء درجاتك مرتفعه |
Notlarım yüksek olursa ve Rosewood'da kalırsam Danby'ye burslu girebileceğimi söylemiştiniz. | Open Subtitles | قلت أنه أذا حافظتُ على درجاتي مرتفعه وتخرجتُ من روزود يمكنني الدخول الى دانبي بمنحه دراسية |
Östrojen ve progesteron seviyeleri yüksek. | Open Subtitles | .هرمونات الاستروجين و البروجسترون مرتفعه لديها |
Öncelikle Fiyatlar çok yüksek. Bütün ulus krizde. | Open Subtitles | حسنا , الاسعار مرتفعه نحن لدينا دوله فى أزمه |
Bunun seni gerçekten rahatsız ettiğini anlıyorum ama bu tarz davalardaki başarı oranımız oldukça yüksek. | Open Subtitles | أفهم أن هذا محبِط لك لكن نسبة حل هذه القضايا مرتفعه |
Son beş yıldır bunu yüksek kortizol seviyeleri gibi düşündüm. | Open Subtitles | اتعلم, في الخمس السنوات الماضية فكرت بك مثل انزيمات كورتيزول مرتفعه. |