"مرور الوقت" - Traduction Arabe en Turc

• zaman içinde
• süre sonra
• bile zamanla
• zaman geçtikçe
• zaman içerisinde
• zamanın
• Gitgide
• Zamanla daha
• Zaman ilerledikçe
• zamana göre

Bir hastaneye gelirseniz size bakmak için kaç klinisyen gerektiğini ve bunun zaman içinde nasıl değiştiğini araştıran bir çalışma yapıldı.
وهناك دراسة حيث أنهم يتطلعون في العيادات كم استغرق العناية لك إذا وصلت إلى مستشفى، كما أنها تغيرت مع مرور الوقت.

Bunları zaman içinde değişip büyüyecek canlı sanat eserleri olarak görüyorum.
أرى هذه على أنها أعمال حيّة. تتحول وتكبر مع مرور الوقت

Bu arada atını kurtarırken harcadığı zaman içinde, krallığı çökmüş.
لكن مع مرور الوقت تخلى عن جواده وضاعت مملكته وأستسلم

Yavaş yavaş siyahın miktarını arttır bir süre sonra sarıya olan ilgisi azalacaktır.
ومع مرور الوقت قم بزيادة كمية الأسود بدون أن تخبر صديقك وسيفقد لذة بودرة الحشرات قريبا

"En sevgili yüzün bile zamanla anılardan silinmesi ne tuhaf.
كم من الغريب أن يتلاشى أحبّ الوجوه خلال مرور الوقت.

Her bir an veya fotoğraf, zaman geçtikçe anılarımızın elle tutulabilir bir parçasını temsil eder.
تمثلُ كل لحظة أو صورة قطعة حقيقية ملموسة من ذكرياتنا مع مرور الوقت.

zaman içerisinde başarılı olurlar ama istedikleri kadar değil.
مع مرور الوقت سينجحون لكن ليس تمامًا كما يريدون أن يكون

Ama bu zamanın aktıkça geleceğin de gerçek olması demek değildir.
لكن ، إنّه ليس المُستقبَل الذى يُصبح واقِعاً .مع مرور الوقت

İlk başlarda sık sık e-posta atıyorlardı, ama işte, zamanla Gitgide azaldı.
في البداية كانوا على اتّصالٍ دائم ولكن... مع مرور الوقت تناقصت الوتيرة.

Belki de Bordo şarabı gibi Zamanla daha iyiye gideriz.
، مثل عنب بوردو قد نتحسن أكثر مع مرور الوقت

Zaman ilerledikçe Rasputia ve ben giderek daha da yakınlaştık... hem lisede hemde birer yetişkin olarak.
مع مرور الوقت , انا وراسبيوشا اصبحنا اقرب واقرب بالمدرسة الثانوية كبالغين

Başka bir denetleme için daha yıllar vardı, böylece zaman içinde kayıtları düzenleyip eksik hiçbir şey bırakmamış olacaktı.
كانت ستمضي سنوات قبل ان يفتشو مرة اخرى كي يستطيع تصحيح سجلاته مع مرور الوقت لجعل كل شيء صحيحاً

Ve zaman içinde havaalanlarının değiştiği yolları görebilirsiniz.
وبامكانك ان ترى كيف تتغير المطارات مع مرور الوقت.

İnsanlar neleri varsa kullanarak çıktılar: taşınan kütükler, el merdivenleri ve zaman içinde yok olan doğal yaya yolları.
كان الناس يتسلقون باستخدام كل ما هو متاح: جذوع الأشجار المتدرجة والسلالم والطرق الطبيعية التي كانت تنشأ مع مرور الوقت.

Yatay ve dikey elementlere veri atadığımda, zaman içinde bir şekil yaratmak için bu veri noktalarının değerlerini kullanabiliyorum.
حيث حين أربط القيم بالعناصر الأفقية والعمودية، أستطيع استخدام التغييرات في نقاط البيانات تلك مع مرور الوقت لإنشاء الشكل.

zaman içinde, doktorun tesirli iksiri ve esrarengiz içgüdüleri memleket genelinde bilinir hale geldi.
مع مرور الوقت أصبحت جرعة الطبيب القوية وغرائزه الخارقة للطبيعة معروفة عبر الأرض.

Ve kim bilir belki bir süre sonra... iyi bir yardımcı olabilir.
اساعده، اشجعه كل شيء لم تفعلونه له ومع مرور الوقت من يعلم ربما يكون مساعد جيد

Çok uzun bir süre sonra bahtsız borumuz sonunda yırtılıyor.
حتى بعد مرور الوقت, الخرطوم المنحوس يتمزق أخيراً

En sevgili yüzün bile zamanla anılardan silinmesi ne tuhaf.
كم من الغريب أن يتلاشى أحبّ الوجوه خلال مرور الوقت.

zaman geçtikçe bu insanlarla ilgili anılarım bulanıklaşıyor.
وتلاشت ذكرى هؤلاء الأشخاص مع مرور الوقت.

CRISPR, hücrelerin zaman içerisinde mağruz kaldıkları virüsleri kaydetmelerini sağlayan bir mekanizma.
إنها آلية تمكن الخلايا من تسجيل الفيروسات التي تعرضت لها مع مرور الوقت.

Planet'in ikinci görevi ise gezegendeki tüm nesneleri zamana göre dizinlemek ve internette aranabilir kılmak.
مهمة الكوكب 2 هي فهرسة جميع الكائنات على كوكب الأرض مع مرور الوقت وجعلها قابلة للاستعلام.