Ancak sabah ışığı korkunç bir gerçeği ortaya çıkardı: kurbanları önceki ev sahiplerinden başkaları değildi. | TED | ولكنّ إشراقة الصبح انجلت عن حقيقة مروّعة: لم يكن القتلى إلّا أولئك الذين استضافوهم من قبل. |
korkunç hastalıkları ve suç tahrikçileriyiz. | Open Subtitles | ننقل معنا أمراض مروّعة ونتحرك بإندفاع إجرامي |
korkunç bir suçla biten son bölüm benim mi suçumdu? | Open Subtitles | هل هو خطأي بأن جريمة مروّعة جرى فصلها الأخير هنا... |
Daha çok bakıcı aileler var ve duyduğuma göre epey Berbat olabiliyorlarmış. | Open Subtitles | أعتقد أنها تقريباً عائلات مربيّة و سمعت أنها يمكن أن تكون مروّعة |
Gençlere yaptığın yanlışlardan başka öğretecek bir şeyin kalmadığını öğrendiğin an hayatının korkunç bir noktasında olduğunu anlıyorsun. | Open Subtitles | تعرف هناك نقطة مروّعة ..في حياتكعندماتدرك . بأنّ ليس لديك شيء ..لتعلمه |
Ama dostum geldi ve zamanında orada olmamız gerektiğini söyledi. Sadece sonuçlar korkunç olduğunda gelir. | Open Subtitles | لكنّ صديقي أتى وقال أننا يجب أن نسرع، لا يأتي إلا حين تكون النتيجة مروّعة. |
- korkunç bir suç, yaralayan bir kayıp. - Kapatır mısın şunu? | Open Subtitles | جريمة شنيعة، وخسارة مروّعة هل يمكنك أن تطفئ هذا؟ |
Bu bir anlamda korkunç bir adam kaçırma hikayesine benziyor. | Open Subtitles | أوَتعلمين، خارج سياق الحديث، يبدو هذا كقصّة اختطافٍ مروّعة. |
Ya bu kadar korkunç bir şeye zorunlu kalmadığımız bir yolu daha olsaydı? | Open Subtitles | ماذا لو أنّ هنالك طريقة لفعل هذا وليست مروّعة ؟ |
Daha yeni korkunç bir trajedi yaşadın. | Open Subtitles | أنصِت إليّ. لقد مررتَ لتوّكَ بمأساةٍ مروّعة. |
Onunla bir saat içinde buluşmak için deposuna gidiyoruz. Bu korkunç bir fikir. | Open Subtitles | سنتجه إلى مستودعه بعد ساعة لملاقاته تلك خطة مروّعة |
Baypas sırasında kalbi çekmek korkunç mu? | Open Subtitles | لماذا؟ هل هي مروّعة عندما نصوِّر القلب أثناء عملية الصمام؟ |
Ortada bir soru yok aslında. Olanlar korkunç bir kazaydı. | Open Subtitles | لا يوجد أيّ تشكيك في أنّها كانت حادثة مروّعة |
Ve insanlar, O.J.'nin böyle korkunç bir suç işleyeceğine inanmayacaklar. | Open Subtitles | وأنا متأكد بأنهم يعتقدون بأنهُ لن يقوم بإرتكاب جريمةً مروّعة كهذه. |
Şartlar korkunç ötesiydi ama bir ışık göründü. | Open Subtitles | ظروفي كانت مروّعة للغاية، لكن ها قد انبثق بصيص ضوء. |
Son zamanlarda çok korkunç şeyler düşünüyordum. | Open Subtitles | راودتني مؤخراً أفكار مروّعة للغاية |
-Kırmızı Mercedesler ne korkunç. -Dur bir dakika Kırmızı olduğunu bizde biliyoruz. | Open Subtitles | - مرسيدس حمراء مروّعة جدا أحمر نعم، أنظر إلى هذا الشيء نحن لا نعرف |
Dinazorları bulmak için Berbat durumlarda çevrede yürüyüp dinazor ararsınız. | TED | الأن، لتجد ديناصورات، تتنقل مشياً علي الأقدام في ظروف مروّعة بحثاً عن ديناصور. |
Boktan bir oda da 40 saat bayat pizza, Berbat bir ışık ve kötü seks. | Open Subtitles | أربعونساعةفي غُرفةحقيرة.. مع بيتزا فاسدة، إضاءة مروّعة وجنس سئ |
Lütfen, siz Berbat bir şey yaşadınız... | Open Subtitles | رجاء، يا رجال عندكم تجربة مروّعة |
Diğer erkekler de aynı arayışın peşine düştüler ve sonları tüyler ürpertici oldu. | Open Subtitles | ذهبت الذكور الأخرى لنفس المسعى وكانت نهايتهم مروّعة |