- Parker son derecede hastaydı. - Oh, sus artık, Lucky. | Open Subtitles | ان باركر كان مريضا وميئوسا من شفائه اوه, توقفى يا لاكى |
Bir de, ben lisedeyken babam hastaydı. | TED | بينما كنت في المدرسة الثانوية أيضا، أن والدي كان مريضا. |
Öylesine hastalandı ki, evine götürdüm. Herkese oluyor. | Open Subtitles | كان مريضا جدا لدرجة اننى قدت به للبيت انه يحدث لكل الناس |
New York Metropolitan Müzesi'nden gelen Bay Schneider çok hastaymış, tetanosa yakalanmış. | Open Subtitles | سيـد ً شنايــدر ً مـن متحف مترو أنفــاق نيــوورك أفـاد بأنـه كان مريضا جـدا . |
Neden bunu hastayken söylemedin bana, ha? | Open Subtitles | أوه، نعم؟ لماذا لم تخبرني ذلك عندما كنت مريضا ؟ |
Yıllar önce bu isimde bir hastam vardı. | Open Subtitles | لقد عالجت مريضا بهذا الإسم منذ سنوات عديده |
Zaten içiyodum. hastasın diye senin yanında içmiyodum. | Open Subtitles | انا ادخن دائما ولكننى لم اكن افعل ذلك امامك لانك كنت مريضا |
Albay'ın yaşlı av köpeğiydi. hastaydı. | Open Subtitles | لقد كان كلب الصيد العجوز للكولونيل, لقد كان مريضا |
Nizami pilot o gün hastaydı, o yüzden yerine Herbert Miller geçmişti. | Open Subtitles | ، الطيار الإعتيادي كان مريضا في ذلك اليوم لذا ذهبت الوظيفة إلى هيربرت ميلر |
Nizami pilot o gün hastaydı, o yüzden yerine Herbert Miller geçmişti. | Open Subtitles | الطيار الإعتيادي كان مريضا في ذلك اليوم لذا ذهبت الوظيفة إلى هيربرت ميلر |
George, hastaydı, ama doktora gitti ve doktorlar ona biri işe yarayana kadar değişik tiplerde ilaçlar verdiler. | Open Subtitles | جورج كان مريضا ولكنه ذهب الى الدكتور واعطوه انواع مختلفة من العلاج حتى ان وجد العلاج الفعال |
Rayborn hastaydı, neredeyse her gün tedavi görüyordu. | Open Subtitles | ريبورن كان مريضا, كان يتلقى العلاج يوميا تقريبا |
Sonuç olarak zavallı kocam yine hastalandı. | Open Subtitles | ونتيجة لبلدي الفقراء الزوج انخفض مريضا مرة أخرى. |
Görünüşe göre, hastaymış. | Open Subtitles | على ما يبدو كان مريضا. |
Oğlum hastayken akciğer laboratuvarında çok zaman geçirmiştim. | Open Subtitles | قضيت الكثير من الوقت في مخبر امراض الرئه عندما كا ابني مريضا |
Ben daka kötü durumda olan 18 hastam var. | Open Subtitles | لدي 18 مريضا في هذا المبني اكثر مرضاً مني |
Ama sorunlar kontrolden çıkarken ispirto ocaklarıyla oynadığına göre sen hastasın galiba. | Open Subtitles | ولكنك يجب ان تكون مريضا اذا كنت هناك تلعب مع بنسن محترق بينما الاضطرابات تخرج عن السيطرة |
Bir akıl hastası olabilir ya da komadaki birisi. | Open Subtitles | يمكن أن يكون مريضا عقليا او شخصا ما في حالة غيبوبة. |
Belki hastadır, iktidarsızdır, diyordum. | Open Subtitles | فكرت أنك ربما تكون مريضا أو عنينا |
hasta bir adamdım. Pembe yılanlar yerine payıma duman düştü. | Open Subtitles | لقد كنت رجلا مريضا, وبدلا من الثعابين الوردية, ارى ضباب |
Eğer şüpheli hastaysa ve güçten düşüyorsa kurbanları neden ağırlık bağlayıp atmadığı anlaşılır. | Open Subtitles | ان كان الجاني مريضا و يصبح ضعيفا فهذا سيفسر عدم قيامه بتثقيل ضحاياه |
Karar veremeyecek kadar hastaydın. İzni Neri ve Connie'den aldım. | Open Subtitles | انت كنت مريضا جدا لاتخاذ القرارات اخذت اشارة بدء من نيرى وكونى |
Bir hastayı kabaca muayene ettiğinde iyi olduğunu sanıp sonra röntgenine bakınca hastalığı olduğunu görmenin ne demek olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | هل تعلم بما تحس عندما ترى مريضا وتقول انه على ما يرام ثم تنظر الى الاشعه , وتجد ان ما توقعته كان خاطئا |
Bay Stanger'ı çağırmıştık ki o bir hastalık nöbetine yakalandı ve onu özel uçağıyla geri gönderdiler. | Open Subtitles | لقد تلقينا اتصالا بان السيد ستانجر قد وقع مريضا وقد اعادوه فى طائرته الخاصة |
hastalandığı zaman eve gelirler, yatağının yanında dururlar ve moral vermeye çalışırlardı. | Open Subtitles | عندما أصبح مريضا جاؤوا إلى البيت ووقفوا بجانب السرير وحاولوا إبهاج مزاجه |
O da kusan bir hastaya geri çıkarsın diye bir hap vermez herhalde. | Open Subtitles | هو لن يعطي مريضا يتقيأ حبوبا حتى يتقيأها مباشره |