"مساحات" - Traduction Arabe en Turc

    • alanlar
        
    • alanları
        
    • alanı
        
    • silecekleri
        
    • alan
        
    • alanlara
        
    • silecekli
        
    • boşluksuz
        
    • Mendiller
        
    • temizleyen silecekler
        
    çoğu mahkumiyetlerin kökündeki nedenlerini hedefleyen alanlar. TED هذه مساحات تعالج الأسباب الجذرية للسجن الجماعي.
    Şimdi, elbette, okyanusun hâlâ karanlık olan engin alanları var ve çoğu az gelişmiş bölgede de hâlâ karanlık var. TED الآن بالطبع، هناك مساحات واسعة من المحيط لا تزال مظلمة، ومازالت العديد من المناطق المتخلفة مظلمة.
    Mobil sığınaklar yaratarak gecenin bir yarısı hapisten tahliye olan ve en kırılgan anında olan kadınlara yaşam alanı sağlıyoruz. TED لقد قمنا بصنع مساحات متحركة للجوء للنساء المطلق سراحهن من السجون في منتصف الليل، في أشد حالات ضعفهم.
    Kırık ön cama - yepyeni silecekleri takmış. Open Subtitles هـو يحصل علي مساحات الزجاج الـجديدة.. من أجل حاجب الرياح
    Birden bire yeşil alan ilkelerimiz önemli ekolojik değerleri korumaya alıyor. TED فجأة، دعت مبادئنا لتوفير مساحات خضراء للحفاظ على أهمية ملامح البيئة.
    Onlar besin zincirinin tepesindeler ve bol miktarda ava ve avlanacak geniş alanlara ihtiyaçları var. Open Subtitles إنها تعتلي هرم السلسلة الغذائية و تحتاج لوفرة الطرائد و مساحات شاسعة للصيد
    Dandik silecekli araba bize denk gelecek tabii. Open Subtitles بالطبع حصلنا على سيارة ذات مساحات فاسدة
    "Dünyanın kralı"nı dene, büyük harf ve boşluksuz. Open Subtitles جرّب "ملك العالم"، كلها حروف كبيرة وبدون مساحات.
    Ön camı temizleyen silecekler gıcırdamaya başladı. Open Subtitles مساحات الزجاج الأمامي بدأت بالمسح
    PV: Herbirimiz yaptığında, hepimiz için eşit şekilde savaşan ve umursayan alanlar ve sistemlerde yaşamaya bir o kadar yakın olacağız. TED بريا: بمجرد أن نفعل كلنا ذلك سنصبح على مقربة من العيش في مساحات وأنظمة تدافع وتهتم بنا بالتساوي.
    Sıklıkla, bu yaklaşım gerçekten güzel alanlar ortaya çıkarıyor. TED وغالبًا، يُصنعُ ذلك لأجل مساحات جميلة حقًا.
    Bu açık yeşil alanlar, dev çaptaki orman kıyımını gösteriyor. TED وهنا الضوء أخضر هي مساحات واسعة لإزالة الغابات.
    arazi alanları hakkında konuşmak ve sormak istiyorum: "Arazi alanları ile ilgili sorun var mı?" TED سوف أتكلم عن مساحات الأراضي، وأسأل هل هناك مشكلة بخصوص المساحات؟ الجواب سيكون
    Onlar biyohacker alanları açıyorlardı ve bazıları daha çok yasa ve daha az kaynak ile bizim yaşadığımızdan daha fazla zorlukla karşılaşıyorlardı. TED كانوا يفتحون مساحات البيوهاكر، والبعض منهم كانوا يواجهون تحديات أعظم مما واجهنا، قوانين أكثر و موارد أقل
    Ortaya çıktı ki kuzey Sibirya da ve Yukon'da şerit şerit yaşam alanları var. Ve gerçekten de bir mamutu barındırabilirler. TED وجدنا أن هناك مساحات ملائمة في شمالي سيبيريا و يوكون وهي ملائمة فعلاً للماموث.
    Londra, New York ve Hong Kong gibi şehirlerde mezarlık alanı bitmek üzere. TED والمدن مثل لندن ونيويورك وهونغ كونغ لم تعد فيها مساحات مخصصة للدفن.
    Yeni kanıtlar öyle gösteriyor ki bu yüz yüze arkadaşlıklar hastalık ve düşüşe ilişkin biyolojik bir güç alanı yaratıyor. TED الأدلة الحديثة تُظهر أن هذه العلاقات الشخصية تُنشيء مساحات بيولوجية ضد الأمراض والكبر.
    Cam silecekleri olan bir John Terry gibiydi. Open Subtitles !" كان مجرد جون تيري، حقا، مع مساحات الزجاج الأمامي.
    silecekleri değiştireceğiz abi. Open Subtitles نريد تغيير مساحات الزجاج
    Kenar mahallelerle ilgili söylemek istediğim ikinci konu kenar mahallelere alan açmak zorunda olduğunuzdur. TED والنقطة الثانية التي اود توضيحها عن الاحياء الفقيرة هي انه يجب ان تفتح مساحات في الاحياء الفقيرة
    İlki yaşam kalitesinin eşit olması, özellikle çocuklar için, tüm çocukların, bariz sağlık ve eğitimin ötesinde, yeşil alanlara, spor imkanlarına, yüzme havuzlarına, müzik derslerine ulaşabilmeleri. TED الأول، المساواة في جودة المعيشة، خاصةً للأطفال، كل الأطفال ينبغي لهم، بغض النظر على الصحة والتعليم البديهيين، حق الوصول إلى مساحات خضراء، إلى منشأت رياضية، إلى مسابح، إلى دروس موسيقية.
    Dandik silecekli araba bize denk gelecek tabii. Open Subtitles حصلنا على سيارة ذات مساحات فاسدة
    "Kocamın büyük şişkin sikini seviyorum." boşluksuz. Open Subtitles "أحب قضيب زوجي الكبير و الغليظ" بدون مساحات
    Ön camı temizleyen silecekler gıcırdamaya başladı. Open Subtitles مساحات الزجاج الأمامي .بدأت بالمسح

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus