Kanatlarını açabilmeleri için yeterince yer yok ve kaygan duvarlar kaçmalarını engelliyor. | Open Subtitles | لا توجد مساحة كافية لنشر اجنحتها وجدران شمعية ولا مجال للفرار. |
Gözeneklerimin açılması için yeterince yer olan evime taşınıp aylarca spa'da tenimden bu New York kirini atmaya çalışacağım ve en çok da seni özleyeceğim. | Open Subtitles | أذهب للمنزل حيث هناك مساحة كافية لفتح مساماتي, قضاء شهر في مياة معدنية لإزالة طبقة أوساخ نيويورك عن بشري, وفي الغالب |
Asansör düşünce bomba için yeterince yer olacak. | Open Subtitles | هناك مساحة كافية للقنبلة من خلال المصعد في الانخفاض. |
Biliyorsun, arabamda pelerinim için yeterli yer yoktu. (HİÇBİR ŞEY | Open Subtitles | تعرفين لم تكن هناك مساحة كافية في سيارتي لعباءة الخارقين خاصتي |
Tüm halkımız için yeterli yer olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون هناك مساحة كافية لجميع أبناء شعبنا. |
Herkes hangi cehennemde? İçeri gel. Yeteri kadar yer var. | Open Subtitles | أين هم الجميع ؟ تعال للداخل , هناك مساحة كافية |
Makine burada olamaz çünkü yeterli alan yok. | Open Subtitles | لا يمكن أن تكون الآلة هنا لأنه ببساطة لا توجد مساحة كافية لها |
İkimizin adını taşıyan enstitüde ikimize de yetecek kadar oda var. | Open Subtitles | المعهد الذي يحمل اسمينا فيه مساحة كافية لاستيعابنا سوياً. |
Deham için yeterince yer yok o yüzden hasır mobilya korkumu trompet çalma arzumu, şapka alma konusunda belirsiz planlarımı altı yıllık doğaçlama eğitimimi sana bırakıyorum. | Open Subtitles | أوه، ليس هناك مساحة كافية لجميع عبقري، لذلك أنا تركك مع خوفي من الأثاث الخوص، رغبتي في لعب البوق، |
Üzgünüm Bender, ama yeterince yer yok. | Open Subtitles | انا آسف، لكن ليس هناك مساحة كافية |
Manevra yapacak yeterince yer yok. | Open Subtitles | ليست هناك مساحة كافية للمناورة. |
Gördüm, yeterince yer yok işte. | Open Subtitles | رأيت ذلك, انها ليست مساحة كافية |
Bir gece önce kamp yaptık ve Tibetli arkadaşlarım dışarıda uyuyacağımızı söyledi. Ben de "Neden? Çadırda yeterince yer var" dedim. | TED | وفي الليلة الماضية ، خيّمنا و قال أصدقائي من التبت ، "سننام في الخارج ." و سألتهم " لماذا ؟ هناك مساحة كافية فى الخيمة ." |
Burada yeterince yer yok. | Open Subtitles | لا توجد مساحة كافية .. |
Ve altında hediye için yeterli yer yok. | Open Subtitles | وليس لديها مساحة كافية من أجل الهدايا |
Arkada yeterli yer var mı? | Open Subtitles | هل لديك مساحة كافية إلى هناك؟ - حسنا، أنا ... |
yeterli yer yok. | Open Subtitles | لا يوجد مساحة كافية. |
Düşünüyorum da, hızlanacak kadar yer yok. | Open Subtitles | أعتقد أنه ليس لدينا مساحة كافية لزيادة السرعة |
Yavaş ol dostum. İkimizin de yürümesine yetecek kadar yer var. | Open Subtitles | يا، لا بأس، صديقي، هناك مساحة كافية لنا نحن الإثنين |
Bu konuda çalışan daha fazla ekibe ihtiyacımız var. Burada yeterli alan yok. Talimatlarım binadaki hiçbir şeyin dışarı çıkmaması yönündeydi. | Open Subtitles | نحتاج لفرق أكثر بهذا لا توجد مساحة كافية هنا |
Sen ve Max için yeterli alan var. | Open Subtitles | فهناك مساحة كافية لك ولـ"ماكس" |
Sanırım orada ikimize yetecek kadar oda var. | Open Subtitles | أشعر أن هناك مساحة كافية لكلينا |
Üçümüze de yetecek kadar oda var. | Open Subtitles | هناك مساحة كافية لثلاثة منا. |