| İkisini boşuna harcadım ama üçüncü için yardım istedim. | Open Subtitles | لقد ضيعت امنيتين وثم طلبت مساعدته في الثالثة |
| Ve sonra Cody benden ahırları temizlemek için yardım istedi. | Open Subtitles | ثم اراد مني كودي مساعدته في تنظيف اسطبل حصانه |
| Ne yazık, benden aranızı yapmam için yardım istemişti. | Open Subtitles | مع الأسف، لقد طلب مني مساعدته في التودد لكِ |
| Norveç'te ki şu adam için imza attı, çünkü babasına olanları bulması için yardımını istedi. | Open Subtitles | ربما وقع علي هذا القرض لهذا الشخص في النرويج لأنه كان يريد مساعدته في قضية والده |
| Harry dün gece bu yüzden mi gelmişti? Martin'i filminde oynatmak için yardımını istemeye. | Open Subtitles | هل طلب (هاري) منكِ مساعدته في وضع (مارتن) في فيلم؟ |
| Belki de kimselerin olmadığı bir odada ona yardım edebilirim. | Open Subtitles | ربما يمكنني مساعدته في غرفه لا يوجد بها آخرون |
| Ona boşlukları doldurması için yardım etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | وأحاول مساعدته في استعادة ما فقد |
| Yani, ona bulması için yardım edin! | Open Subtitles | حسنا، لذلك يجب أن يذهب الرجال _ مساعدته في العثور عليه! |
| İşin içinden çıkmak için yardım istedi. | Open Subtitles | وأراد مني مساعدته في إزالة التهديد |
| "The Chesapeake" tablosunu ele geçirmek için yardım istemiş. | Open Subtitles | طلب منها مساعدته في الحصول على لوحة (ذو تشيسابيك). |
| Harry dün gece bu yüzden mi gelmişti? Martin'i filminde oynatmak için yardımını istemeye. | Open Subtitles | هل طلب (هاري) منكِ مساعدته في وضع (مارتن) في فيلم؟ |
| Geride durup restoranda ona yardım etmeyi seçtim. | Open Subtitles | لقد أخترت البقاء في الخلف و مساعدته في مطعمه |
| Bir gün garajda ona yardım etmemi istedi. | Open Subtitles | يوماً ما طلب مني مساعدته في المرأب. |
| Onu çağıran Tanrı ve biz de gitmesi için ona yardım ediyoruz. | Open Subtitles | تنجر وتدعو له. نحن مساعدته في طريقه. |