- Bu şapkanın 70 yıldan beri bu durumda olması imkansız.. | Open Subtitles | مستحيل أن تكون هذه القبّعة هنا منذ سبعين عاماً |
Bu kadının otelde çalışıyor olması imkansız. | Open Subtitles | مستحيل أن تكون هذه السيدة تعمل في الفندق |
18 metre olmasına imkân yok. | Open Subtitles | مستحيل أن تكون هذه ستون قدم. |
Saddam da Sünni. Irak olmasına imkân yok. | Open Subtitles | صدام) سني) "مستحيل أن تكون "العراق |
Hayır. Çünkü aynı anda hem seyirci hem suçlu olamazsınız. | Open Subtitles | كلا، لأنك مستحيل أن تكون متفرجاً وتكون مذنباً. |
Yani, sen diyorsun ki... Taksi olmasının imkanı yok? | Open Subtitles | اذا , فأنك تقول أنها من مستحيل أن تكون سيارة الأجرة ؟ |
Bunun buraya düşmüş olması imkansız. | Open Subtitles | مستحيل أن تكون هذه الحقيبة سقطت هنا |
Saddam da Sünni. Irak olmasına imkân yok. | Open Subtitles | صدام) سني) "مستحيل أن تكون "العراق |
Bu kararı haklı çıkaracak hiçbir şey yapmış olamazsınız. | Open Subtitles | مستحيل أن تكون فعلت شيئاً يبرر هذا |
Kütüphaneci olamazsınız. | Open Subtitles | مستحيل أن تكون أمين مكتبة |
Bells'in Waimea'dan büyük olmasının imkanı yok, ahbap. | Open Subtitles | مستحيل أن تكون "بيل" أكبر من "واميا" يا صديقي |