"مستعجلاً" - Traduction Arabe en Turc

    • acelem
        
    • acele
        
    • aceleyle
        
    • acelesi
        
    • acil
        
    • aceleci
        
    • acelen
        
    Kağıtları baştan açıyorum. acelem varsa işe yarıyor. Open Subtitles أنا أفرش المحارم يساعد حين تكون مستعجلاً
    Daima durmamış olmamın pişmanlığını yaşadım, ancak acelem vardı. Open Subtitles دائماً اتندم على عدم التوقف لكني كنت مستعجلاً
    Şoförün tuhaf davrandığını düşünüyorsunuz, fakat belki de eve yetişmek için acele ediyordur. Open Subtitles تعتقدين بأن سائق الحافلة غريب لكن ربما يكون مستعجلاً فقط للعودة إلى المنزل
    Özel defterlerini göstermek için acele ettiğini görmüyorum. Open Subtitles أنا لا أراك مستعجلاً لـــأن ترينا كتبكم الخاصة.
    - Sorun değil. aceleyle çıkarken unuttu herhâlde. Hastaneden arıyor olabilirler. Open Subtitles لا بأس، كان مستعجلاً وعلى الأرجح أنّه نسيه، قد تكون المستشفى
    Cezvenin altı açık bırakılmıştı. Kesinlikle aceleyle çıkmış. Open Subtitles تركت غلاية القهوة تحترق، أعني، لا بدّ أنّه غادر مستعجلاً
    Evet dün geçti. Durdurmaya çalıştım fakat acelesi var gibiydi. Open Subtitles أجل، رأيته البارحة حاولت أن أستخدمه لكنه كان مستعجلاً
    Beni kilitlemeye sebep olacak kadar acil olan ne vardı öyle? Open Subtitles ما الذي احتجت لفعله وقد كان مستعجلاً للغاية لدرجة أنّك احتجت لسجني؟
    Sabahları fazla aceleci olabiliyorum. Open Subtitles لربما كنت مستعجلاً قليلاً في غسل الصباح
    Daima durmamış olmamın pişmanlığını yaşadım, ancak acelem vardı. Open Subtitles دائماً اتندم على عدم التوقف لكني كنت مستعجلاً
    Affedersin veterinerin önünde sana selam veremedim. acelem vardı da. Open Subtitles مرحباً, آسف لأنني لم ألق التحية خارج عيادة الطبيبة البيطرية, ولكنني كنت مستعجلاً
    Pardon çocuklar, acelem vardı bir düzine ısmarladım, sizin gibi pasta düşkünleri bundan daha iyisini hakediyor. Open Subtitles آسف أيّها الصغيران، كنتُ مستعجلاً طلبت دزينة من الفطائر، أنتما تستحقان أفضل من هذا
    Pardon çocuklar, acelem vardı bir düzine ısmarladım, sizin gibi pasta düşkünleri bundan daha iyisini hakediyor. Open Subtitles آسف أيّها الصغيران، كنتُ مستعجلاً طلبت دزينة من الفطائر، أنتما تستحقان أفضل من هذا
    Biraz acele ettirildim ama güzel oldu. Open Subtitles لقد كُنتُ مستعجلاً قليلاً، لكني راضً عن النتيجة
    Tam zamanıydı ve gerçekten, küçük john u kullanmam gerekiyordu, ufaklık tam da tıkırındaydı biraz acele ediyordum... ve bilirsin, şu kıçını sildiğin mendillerden kullanacak, vaktim yoktu. Open Subtitles لقد كنت في الحمام ، ووضعت بعض من مرهم جون عليه ظننتهُ مرهم صنع لـ هذا وانا كنتُ مستعجلاً وقتها ولم يكن عندي الوقت الكافي لأستعمل تلك الأوراق في مسحه
    Belki Sabah Yüzümü Yıkarken Biraz acele Etmişimdir... Open Subtitles لربما كنت مستعجلاً قليلاً في غسل الصباح
    - Sorun değil. aceleyle çıkarken unuttu herhâlde. Open Subtitles لا بأس، كان مستعجلاً وعلى الأرجح أنّه نسيه، قد تكون المستشفى
    Şimdi, Mary Kinnan Richard'ın aceleyle masadan kalktığını söylemişti değil mi? Open Subtitles قالت بأن " ريتشارد " كان مستعجلاً لمغادرة المائدة
    Görünüşe göre birileri aceleyle temizlik yapmaya çalışmış. Open Subtitles يبدو أن شخص نظف المكان مستعجلاً
    Merak etmeyin onunla konuştum, o kadar acelesi yokmuş. Open Subtitles لا سيدتي، حالما تحدثت إليه لم يعد مستعجلاً جداً كما كان
    - Bu bilginin acelesi var mı? Open Subtitles أأنت مستعجل على هذه المعلومات؟ - لا، لا، لستُ مستعجلاً -
    Bal, özür, değilim ama acil geliyor. Open Subtitles عزيزتي ، أنا آسف لكنه يبدو مستعجلاً
    Hayata başlamak için oldukça aceleci biri. Open Subtitles الرجل كان مستعجلاً لبدأ حياته.
    Harika, madem acelen var, bitir işini. Open Subtitles حسناً، اذا كنت مستعجلاً أفعل ما يجب عليك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus