"مستعدّاً" - Traduction Arabe en Turc

• Hazır
• hazırlıklı
• hazırdı
• hazırdım
• hazırsan

Bir de Bay Scrap, dövüş için Hazır olduğumu düşünüyordum.
بالإضافة يا سيد سكراب لشعوري بأنّني أصبحت مستعدّاً لخوض مباراة

Sizi bilmem ama ben henüz sürücüsüz otobüs için Hazır değilim.
لا أعلم رأيكم ولكني لست مستعدّاً لركوب حافلة بدون سائق.

Neye mal olursa olsun doğru şeyi yapmaya Hazır olmak olabilir mi?
هل أن يكون مستعدّاً لفعل الصواب مهما كلـّفه الأمر؟

Açıkçası; Buna hazırlıklı olduğunu bile düşünüyorum.
بالواقع، واثق جدّاً بأنّه سيكون مستعدّاً له

İşler kötü gittiğinde, hazırlıklı olmayı seviyorum.
في حال ساءت الأمور، أفضّل أن أكون مستعدّاً

Risk almaya hazırdı çünkü inancı vardı.
وكان مستعدّاً للمخاطرة لأنه كان يعتقد بها

Cömert olmaya bile hazırdım ve siz cömertliğime hakaret ettiniz.
وأيضاً كنتُ مستعدّاً لأن أكون كريماً، ومِن ثم قمتي بإهانة كرمي.

Pekala millet, Hazır olun. Süpriz istemiyorum.
الموافقة، كُلّ شخص، يَكُونُ جاهزاً، كن مستعدّاً.

Bir ipucu bulur bulmaz harekete geçmeye Hazır olun.
كُن مستعدّاً للتحرّك عندما تصلنا أيّة أخبار

Bugün dünyaya tekrar dönmeye Hazır gözüküyorum.
اليوم أَبْدو مستعدّاً لمُوَاجَهَة العالمِ.

İşimi yapmama izin vermeye Hazır olduğunda bana haber verirsin.
لذا، عندما تكون مستعدّاً لتركي أقوم بعملي، أطلعني

Saat 5'te Hazır ol. 5'te harekete geçiyoruz.
كن مستعدّاً بحلول الخامسة فهذا موعد تنفيذ الأمر

Kurbağalı lambayı getirdiğinde hazırlıklı olmak istiyorum.
حَسناً، أنا أعْمَلُ. أنا فقط wanna كن مستعدّاً عندما ذلك المصباحِ الغني بالضفادعِ يُصبحُ هنا.

hazırlıklı değilim Sonuca atlamaya.
-لستُ مستعدّاً -للإستباق إلى تلك النتائج بربّك، هل تتوقّع منّي أن أعرف

Ama.. hazırlıklı olmanı istiyorum, çünkü..
. . أريدك أن تكون مستعدّاً لأن

Ben sadece hazırlıklı olmanız için size anlatıyorum.
وأنا أخبركَ فقط كي تكونَ مستعدّاً

O ölmeye hazırdı. Bunun onun için olmadığını biliyordu.
كان مستعدّاً للموت، فقد علم أن ساعته قد حانت.

Getirmeye hazırdı, fakat bana nerede olduğumuzu söylemek zorundasın.
لقد كان مستعدّاً لجلبه، لكن عليك إخباري أينّ نحن

Seni geri getirebilmek için her şeyi yapmaya hazırdı.
وكان مستعدّاً للقيام بأيّ شيء للعودة إليك

Ben de bunun sorun olmayacağını düşünmeye hazırdım.
و كنتُ مستعدّاً للتفكير بأنّ ذلك كان مقبولاً.

Yalnızca iki hafta önce, Joe'nun ofisine gitmeye 6 kilogramdan az taşınabilir bilgisayarın mümkün olmayacağını söylemeye hazırdım.
فقط قبل اسبوعين كنت مستعدّاً ان ادخل الى مكتب جو واخبره ان حاسباً محمولاً وزنه اقل من 15 باوند

Eğer bana tekrar katlanmaya hazırsan.
هذا إن كنتَ مستعدّاً لتلبية طلباتي