Küllüğe atılmış olmalı. kullanılmış ve hatta çok pis bu. | Open Subtitles | إذن فأحدهم قد وضعها هناك إنه منظف بايب مستعمل |
Son sahibi tarafından 35 banka soygununda başarıyla kullanılmış. | Open Subtitles | مستعمل بنجاح عظيم للإستيلاء على 35 مصرف من قبل مالكه الراحل |
kullanılmış spor bir balıkçı teknesini herhalde 300'e alabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تحصل على قارب رياضي ربما مقابل 300 مستعمل |
İkinci el elbise istemem, ikinci el çocuk hiç istemem. | Open Subtitles | أنا لا أريد الملابس المستعملة ، ولن يكون عندي ولد مستعمل |
- Bu astım için kullanılır. - Bununla ne yapmamızı söyledi? | Open Subtitles | انه مستعمل للربو - و ماذا كان يفعل بشئ كهذا ؟ |
Howard Salt'ın çalıştığı ABD nüfus İşleri İdaresi tarafından kullanılan hükümet veri bankası. | Open Subtitles | أي مصرف معلومات حكومي مستعمل من قبل مكتب إحصاء السكان الأمريكي حيث السّيد إتش . سالت عمل. |
-söylediğin şeyler aleyhine delil olarak kullanılabilir. | Open Subtitles | وأيّ شئ تَقُولُة يُمْكِنُ أَنْ وسَيَكُونُ مستعمل ضدّك في محكمة. |
Eğer kullanılmış zarlar masada olsaydı onlar yardımcı olabilirdi. | Open Subtitles | هو يُساعدُ إذا كَانَ عِنْدي النردُ مستعمل في هذه المنضدةِ. |
Paul Cabot adında biri tarafından benzin istasyonunda kullanılmış banka kartı. | Open Subtitles | انه إيصال بطاقة مصرف إلى محطة بنزين مستعمل من قبل رجل سمى بول كابوت جيد. |
Gerçek şu ki, fermuarın açık ve ayağının altına kullanılmış prezervatif yapışmış bir halde dans ediyordun. | Open Subtitles | هذه و حقيقة أنك كنت تسير حقاً و سوستة السروال مفتوحة واق مطاطي مستعمل في حذائك |
Natalie,o kullanılmış.kullanılmış bir ekmek kızarma makinasında yiyecek kızartamam. | Open Subtitles | ناتالي، هو مستعمل. لن أجعل غذاء في محمّصة شخص آخر. |
Biraz kullanılmış, ama belki diğer tarafında temiz yerleri vardır. | Open Subtitles | إنه مستعمل لكن على الأرجح ثمّة بعض الأجزاء النظيفة. |
Bu eski not defteri çok düzenli kullanılmış ve her türlü bilgiyle doldurulmuş. | Open Subtitles | لا طريقَ معيّنَ. هذا دفترِ الملاحظات القديمِ، مستعمل جداً بشكل جيد جداً، مَلأَ مَع كُلّ أنواع البياناتِ. |
Benim için yaprak yığınının içine dalıp, kullanılmış prezervatif bulmak gibi olmuştur. | Open Subtitles | بالنسبة لي، كان القفز إلى كومة من اوراق النبات و العثور على واقي ذكري مستعمل |
Hayır bence kullanılmış yatak satmak yasal değil. | Open Subtitles | لا, أعتقد أن بيع فراش مستعمل يعتبر غير قانونياً؟ |
Harika bir şey. Sence el yapımı ahşap bir kayık satın almak ister mi? | Open Subtitles | أشياء رائعة، أتظن أنها ستريد شراء قارب مستعمل و مبقع من خشب الساج؟ |
Kelepir el yapımı mobilyalar yerine bir senede dökülen ıvır zıvırları kim almak ister ki? | Open Subtitles | سنة بعد الخردة تلك شراء يريد الذي اعني,من انا انتاجها من مستعمل اثاث على تحصلي انت عندما التجارة؟ |
Sahip olduğum her şey ikinci el. | Open Subtitles | كل شيء لدي مستعمل. اعني، هل تعلم كيف يبدو |
Aç Hayaletler Festivali boyunca takas için kullanılır. | Open Subtitles | هو مستعمل كعرض أثناء المهرجان الصيني للأشباح الجائعة. |
Şantaj için kullanılan bir diskle ilgileniyoruz. | Open Subtitles | أنا مهتمّ في قرص الحاسوب إحتواء المعلومات مستعمل للإبتزاز. |
"Söyleyeceğiniz her şey aleyhinize delil olarak kullanılabilir." | Open Subtitles | " أيّ شئ الذي تَقُولُ يُمْكِنُ أَنْ وسَيَكُونُ مستعمل ضدّك. " |
Beş milyon kullanıcı siteye giriş yaptı. | Open Subtitles | خمسة مليون مستعمل تَواً سجّلَ إلى الموقعِ. |
Kağıdın cinsi kuru temizlemecilerin kullandığı türden. | Open Subtitles | الورقة الذي النوع مستعمل من قبل الجاف المنظفون سيحمون ملابس مغسولة. |
Tamirciden, kullanıImış. | Open Subtitles | من الميكانيكي، إنّه مستعمل |