Anlıyor musun? Zamanla onlara en inanılmaz geleceği sunduğumu anlayacaklarına inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنهم سيدركون بعد وقتٍ معيّن بأنّي أقدّم لهم مستقبلاً مدهشًا. |
Sadece tek bir gelecek değil, mümkün olan bir çok geleceği ziyaret edip deneyimlemeniz için bu geleceklerden pek çok kanıt getirmek. | TED | لا أعني مستقبلاً بعينه، بل العديد من سيناريوهات المستقبل. وأحضر منها دلائل لكم، لتعيشوها اليوم |
Genç adam, bu çocuklara takıl, harika bir geleceğin olsun. | Open Subtitles | أنها الشاب .. إبق ملتصقاً مع هؤلاء الأولاد إن أمامك مستقبلاً فحيتاً |
Bir firma ileride daha fazla kazanacağı zaman hisse senetleri yükselme eğiliminde olur. | TED | الأسعار ترتفع عادة عندما يبدو أن الشركة ستربح أكثر مستقبلاً |
gelecekteki ziyaretlerin için de bana yazarak önceden haber verirsen çok sevinirim. | Open Subtitles | لذا فأنا أطلب منك أن ترسل لي مستقبلاً لترتيب أية زيارات قادمة. |
Ama ünlüler salonunun bu müstakbel üyesini eşsiz kılan, oyun tutkusudur. | Open Subtitles | لكن الذي يجعل حقاً تلك الشهرة منفردة مستقبلاً هو شغفه تجاه اللعبة |
...bir işim olmayabilir. Bir geleceğim de olmayabilir. | Open Subtitles | ربّما لا أملك شغلاً ربّما لا أملك مستقبلاً |
Şimdiki birçok buzulbilimci gibi buzulların gelecekte deniz seviyesinin yükselmesine ne kadar katkıda bulunacağını tahmin etme problemi üzerinde çalışıyorum. | TED | وكمعظم علماء الجليد حالياً، أنا أعمل على مشكل تقدير المدى الذي سيساهم به الجليد في رفع مستوى البحر مستقبلاً. |
Onun bir geleceği yok, Jade. Ve senin geleceğini de alt üst edecek. | Open Subtitles | هو لا يملك مستقبلاً و سوف يتأكد بأنك لا تملكين واحداً أيضاً |
Hala, üçümüzün birlikte bir geleceği olacağını düşünüyorduk. | Open Subtitles | كنت ما أزال أشعر أن لدينا مستقبلاً ينتظرنا |
Ama şimdi kendine bir bak. Mesleğin, geleceğin, çocukların var. | Open Subtitles | ولكن أنظر لنفسك الآن لديك مهنه, تُعد مستقبلاً, أطفال |
Onlarsız bir geleceğin pek de önemi yok. | Open Subtitles | المستقبل من دونهما ليس مستقبلاً على الإطلاق |
Dolayısıyla, geleceğin ilginç olacağını güvenle söyleyebilirim, ayrıca, bilimsel bir kesinlikle diyebilirim ki:.. | Open Subtitles | لذا .. بالرغم من أنه يمكننى القول بكل ثقة أن العالم سيكون رائعاً مستقبلاً يمكننى القول أيضاً بكل تأكيد علمى |
Kaput kullanın yoksa kamışınız bozulur. Şimdi olmasa da ileride mutlaka olacaktır. | Open Subtitles | استخدموا واقيات ذكريّة وإلاّ سقطت أعضاؤكم الذكريّة، إن لم يكن حالاً فحتماً مستقبلاً |
İleride kadın polis olmak istiyorum çünkü insanların söylediğine göre erkek polisler çok kötü. | Open Subtitles | مستقبلاً, أود أن أكون شرطية لأن الناس يقولون أن رجال الشرطة أشرار |
Komşularınızdan biri. Belkide gelecekteki Lily Pons ya da Helen Traubel. | Open Subtitles | إحدى جاراتكما ربما تصبح مستقبلاً مغنية أوبرا شهيرة |
Oyunlar, yavruları gelecekteki vahşi çarpışmalara hazırlar. | Open Subtitles | اللعب يساعد على تحضير الأشبال للمواجهات العنيفة القادمة مستقبلاً |
Ama ünlüler salonunun bu müstakbel üyesini eşsiz kılan... | Open Subtitles | لكن الذي يجعل حقاً هذه الشهرة منفردة مستقبلاً |
İlk kez, bir kadınla iki aydan sonra bir geleceğim olduğunu sandım. | Open Subtitles | إنها أول إمرأة أتصور مستقبلاً معها لأكثر من شهرين |
Şimdiyse bunun gelecekte olma ihtimalini görmezden gelemeyiz. | TED | واليوم، لا يمكننا أن نستبعد احتمالية حدوث ذلك مستقبلاً. |
İlerde şikayetleriniz olursa, doğrudan beni arayın. | Open Subtitles | الان , إذا كان هناك اي شكوى تودين تقديمها بشأني مستقبلاً فأني اقترح ان تتصلي بهذا الرقم وتقدمينها إلي شخصياً |
İlerisi için birşeyler biriktirmek istiyorum.. | Open Subtitles | انا فقط امارس الجنس لاحافظ عليه مستقبلاً |
..bizim için bir gelecek bile görmüyorum, ama sonra karşımda oturan.. | Open Subtitles | ولا أرى حتى مستقبلاً لنا معاً لكنني أنظر إلى ولدي الصغير |
Bir geleceğimiz olduğunu düşünmesem, anal yapmaya izin verir miydim sence? | Open Subtitles | هل تظن انني كنت لأسمح لك بأن تأتيني من الدبر إذا لم اكن ارى مستقبلاً معك؟ |