geleceği tehlikede de olsa, hâlâ annelik görevini yapıyor çocuklarının rahat hissetmelerini sağlıyordu. | Open Subtitles | حتى عندما كان مستقبلها مهدد بالضياع ..لا زالت تعرف أن واجب الأم هو جعل الطفلين يشعران بالراحة |
geleceği bir anda iptal edilmiş bir ailenin ve ve kendini toparlamaktan başka çaresi olmayan bir annenin hikayesi. | Open Subtitles | والآن مع حكاية العائلة التي قد تمّ الغاء مستقبلها فجأة وتلك الأم التي لاتملك أي خيار |
geleceği bir anda iptal edilmiş bir ailenin ve kendini toparlamaktan başka çaresi olmayan bir babanın hikayesi. | Open Subtitles | ..والآن مع قصة الأسرة التي قد تمّ إلغاء مستقبلها فجأة والأب الذي ليس لديه أيّ خيار |
O kızı seviyorum ve iyiliğini istiyorum. geleceğini sağlama almak arzusundayım. | Open Subtitles | الفتاه تعجبنى وأتمنى لها كل خير وأتمنى أن اضمن لها مستقبلها |
Ve bana geleceğini de etkilemeyeceğine inanmam için bir neden vermiyor. | Open Subtitles | وهي لا تظهر لي أية بادرة بأنه لن يعرّف مستقبلها أيضاً |
gelecek için endişe ediyorum ama elden bir şey gelmiyor. | Open Subtitles | أنا أقلق بشأن مستقبلها ولكن لا يمكنني أن أفعل ذلك |
Geleceğine bakıyor ve bu onu sıkıyor. | Open Subtitles | إنّها تتطلع إلى مستقبلها البالغ وهذا يدفعها للنوم |
geleceği bir anda iptal edilmiş bir ailenin ve kendisini toparlamaktan başka çaresi olmayan bir damadın hikayesi. | Open Subtitles | ..والآن مع حكاية العائلة التي تمّ إلغاء مستقبلها فجأة .. وهذا الصهر الذي ليس لديه .. |
geleceği bir anda iptal edilmiş bir ailenin ve kendisini toparlamaktan başka çaresi olmayan bir babanın hikayesi. | Open Subtitles | والآن مع حكاية العائلة التي تم إلغاء مستقبلها بشكلٍ مفاجئ والأب الوحيد الذي ليس لديه أيّ خيار سوى |
geleceği bir anda iptal edilmiş bir ailenin ve kendini toparlamaktan başka çaresi olmayan bir damadın hikayesi. | Open Subtitles | والآن مع حكاية العائلة التي تمّ إلغاء مستقبلها .. وهذا الصهر ليس لديه أيّ خيار سوى |
geleceği bir anda iptal edilmiş bir ailenin ve kendini toparlamaktan başka çaresi olmayan bir evladın hikayesi. | Open Subtitles | والآن مع حكاية العائلة التي تمّ إلغاء مستقبلها فجأة .. والابن الوحيد الذي ليس لديه أيّ خيار |
geleceği bir anda iptal edilmiş bir ailenin ve kendisini toparlamaktan başka çaresi olmayan bir evladın hikayesi. | Open Subtitles | والآن مع حكاية العائلة التي تمّ إلغاء مستقبلها فجأة وهذا الابن الذي لايملك أيّ خيار سوى إنقاذ نفسه |
geleceği bir anda iptal edilmiş bir ailenin ve kendisini toparlamaktan başka çaresi olmayan bir evladın hikayesi. | Open Subtitles | والآن مع حكاية العائلة التي تمّ الغاء مستقبلها فجأة وهذه الابنة الوحيدة التي ليس لديها أيّ خيار سوى إنقاذ نفسها |
Şimdi geleceği aniden yayından kaldırılmış bir aile ve kendini toparlamaktan başka çaresi olmayan oğullarının hikayesi. | Open Subtitles | والآن، مع حكاية العائلة التي تمّ إلغاء مستقبلها فجأة وهذا الابن الذي لايملك أيّ خيار سوى أن ينقذ نفسه |
Şimdi geleceği aniden yayından kaldırılmış bir aile ve kendini toparlamaktan başka çaresi olmayan oğullarının hikayesi. | Open Subtitles | والآن مع حكاية العائلة التي تمّ إلغاء مستقبلها فجأة وهذا الابن الذي لايملك أيّ خيار سوى أن ينقذ نفسه |
Ancak biz, şehrin en varlıklı iş adamları olarak şehrin geleceğini elimizde tutuyoruz. | Open Subtitles | حسنا، نحن، رجال الأعمال الأكثر ثراء في المدينة والنساء عقد مستقبلها في أيدينا. |
Bana geleceğini de etkilemeyeceğine inanmam için bir neden vermiyor. | Open Subtitles | ولم تعطني سبباً لأصدق بأن لا يقوم بتعريف مستقبلها أيضاً |
Bir zamanlar sadece geleceğini düşünen hevesli bir ögrenciyken. artık sürekli bir korku içindeydi. | TED | سابقاً، كانت طالبة طموحة تفكر في مستقبلها فقط أما الآن، فهي خائفة طوال الوقت |
Bu tek sınavdaki puanı, kelimenin tam anlamıyla geleceğini belirliyor. | TED | درجتها في هذا الامتحان الواحد حرفياً سيحدد مستقبلها. |
Bunlar dünyanın zenginlikleri ve yediden yetmişe herkes bu hayvanları kaçak avcılardan yaşam alanı kayıplarından korumalı ve gelecek nesillere aktarmalı. | Open Subtitles | إنها ثروة عالميّة يجب على العالم بأكمله أن يحميها من الصيّادين غير الشرعيّين و من فقدان موائلها، و أن يحمي مستقبلها |
Demek istediğim şu ki; onun okuluna, Geleceğine, kendisine odaklanmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريدها أن تركز على نفسها ، و على مستقبلها في المدرسة ، و ربما بعدها في الجامعة |
Bugün serbest kalman için, Shen Yuelin geleceğini ve kariyerini ortaya koymalı. | Open Subtitles | لكى يطلق سراحك اليوم شين يولين ، دفعت مهنتها, مستقبلها |
Umarım en azından onun geleceğiyle ilgili söz hakkım olduğunu kabul edersiniz. Herşeyden öte, onun vasisiyim. | Open Subtitles | أتمنى بأن توافقني على قولي بما يخص مستقبلها على الأقل |