Cephaneliğe geri götürün. | Open Subtitles | ضعوا سلاحكم أرضاً و أرجعوهم إلي مستودع الأسلحة |
Cephaneliğe gitmek zorundayız. O silahlara ihtiyacımız var. | Open Subtitles | علينا الوصول إلي مستودع الأسلحة نحن بحاجة لتلك الأسلحة |
Öyleyse hadi cephanelik zaferine odaklanalım. | Open Subtitles | هيا لنحقق النصر في مستودع الأسلحة , معاً |
cephaneliği de mi aynı sebepten yağmaladın? | Open Subtitles | ــ هل هاجمت مستودع الأسلحة لنفس السبب أيضاً ؟ |
O zaman uygun adamları silah deposuna gönder. Bunlara silah mı vereceksin? | Open Subtitles | إذن أحضر كلّ رجل سليم الجسم إلى مستودع الأسلحة هل تأتمن هذه الجماعة بالأسلحة؟ |
Silah deposu güvende ama Mayan tortilla kamyonu soyulmuş. | Open Subtitles | مستودع الأسلحة آمن, ولكن شاحنة عصابة الماينز المليئة بالتورتياز تم سرقتها |
Patron, cephanelikten geliyorum. | Open Subtitles | أيها الرئيس، لقد عدت للتو من مستودع الأسلحة. |
Binbaşı Schroeder Cephanelikte, daha önce de söylemiştim buraya Yüzbaşı Drazak hariç kimse giremez. | Open Subtitles | الميجور شرودر في مستودع الأسلحة و أنا قد قلت لكم من قبل أن هذه المنطقة محظورة بالنسبة لكم عدا الكابتن درازاك |
Silah deposunun anahtarları nerede? | Open Subtitles | أعطني مفتاح مستودع الأسلحة |
Bunları Cephaneliğe koymak ister misin? | Open Subtitles | هل تريد تأمين هذه الحقيبة في مستودع الأسلحة ؟ |
Cephaneliğe yatıralım, derim. Güvenli bir yer. | Open Subtitles | أرى أن نضعه في مستودع الأسلحة إنه آمن |
Bütün silahları Cephaneliğe kaldırın. | Open Subtitles | أعيدوا المسدسات إلى مستودع الأسلحة |
Bu cephanelik iç savaş zamanında yapılmış. | Open Subtitles | مستودع الأسلحة هذا بنيّ أثناء الحرب المدنيّة، هناك سراديب موتى... |
Az önce Quantico'daki cephanelik komutanıyla konuştum. | Open Subtitles | "أنهيت للتو التحدث الضابط المسؤول عن مستودع الأسلحة في (كوانتيكو)." |
cephanelik tuzak olabilir. | Open Subtitles | مستودع الأسلحة قد يكون كمينا |
Tamam. cephaneliği maksimum güvenliğe al. | Open Subtitles | حسناً, ضعوا مستودع الأسلحة تحت الحماية القصوى |
Hayır anlaşmamıza göre, cephaneliği araştırdıktan sonra Ben'in peşinden gidecektik. | Open Subtitles | لا، كان إتفاقنا هو أن نذهب و نبحث عن بِن حالما نستكشف مستودع الأسلحة |
Sana cephaneliği kontrol ettikten sonra gidip oğlunu arayabileceğini söylemiştim. | Open Subtitles | قلت يمكنك أن تذهب للبحث عن ابنك بعد أن تنتهي من تفقد مستودع الأسلحة |
Ders için ortalıkta görünmemiş ama silah deposuna giriş yapmış. | Open Subtitles | لم يحضر لتدريس صفوفه لكنه دخل مستودع الأسلحة. |
Phil ile V-Lin'i silah deposuna gönder. | Open Subtitles | ضع " فيل " و " في لين " على مستودع الأسلحة |
Silah deposu. Kardeşlerimiz saldırı altında. | Open Subtitles | لقد كان مستودع الأسلحة إخواننا تحت الهجوم الآن |
Tek söylediği cephanelikten aldığı bir silahla kaçmayı başardığı... | Open Subtitles | قال أنّه استطاع الهرب باستخدام السلاح الذي سرقه مِنْ مستودع الأسلحة... |
Aşçı. Bir cesedin başında, Cephanelikte saklanmış duruyordu. | Open Subtitles | الطباخ، لقد وجدته يختبئ في مستودع الأسلحة يقف بجانب جثة شخص |
Kıdemli Başçavuş Grimm'i öldüren silah kesinlikle Quantico'daki silah deposundan gelmiş. | Open Subtitles | السلاح الذي قتل به الرقيب جريم قادم بالتأكيد من مستودع الأسلحة بكوانتيكو |