Nefes alma güçlüğü çekiyorum ve T hücre seviyesi düşük. | Open Subtitles | أُعاني من صعوبة في التنفس و مستوي خَلاَيا تَّائِيَّة منخفض |
Tabii ki iyi bir hayat için o kadının seviyesi doğru seçim olabilir ama senin için hayatını bir kenara atan kişi yurtta yaşayıp hayaletleri gören Tae Gong Shil. | Open Subtitles | لأعيش جيداً و بشكل طبيعي . مستوي هذه المرآة هو الخيار الصحيح لكن من ضحيت بحياتك من أجلها . هي تاي جونج سيل التي تري الأشباح و تعيش بمهجع الطلاب |
Doğrular yamuk. Ama bunun sebebi doğrunun izdüşümünün Düz bir yüzeye düşüyor olması. | TED | الخطوط متعرجة. لكن ذلك فقط لأنني أسقطها على سطح مستوي. |
Olayları, tamamen yeni bir kötülük seviyesine çekiyorsun. | Open Subtitles | بذلك أنتِ تأخذين الأمور إلي مستوي أكثر جدية وسوء |
- Profesyonel seviyede oynanan her şey... ilgi çekici olabilir. | Open Subtitles | اي لعبة تلعب علي مستوي احترافي يمكن أن تكون مقنعة |
Hiyerarşik sistemdeki uyum kaybolup otorite seviyesinde ihtilaflar baş gösterdiği anda denek bundan faydalanıyor ve itaat etmeyi reddediyor. | Open Subtitles | بمجرد إختفاء الترابط التسلسلي الهرمي للنظام وظهور عدم الموافقة، عند مستوي السلطة ستأخذ الحالة إفضليتها وترفض أن تطيع |
Ama eşitler. | Open Subtitles | لَكنَّهم مستوي. |
DRN şarj oranı %47. | Open Subtitles | مستوي الشحن 47. |
..kişisel kazançları için her seviyeye düşen birisi değil. | Open Subtitles | من الذي ينحني لاي مستوي لمكسبه الشخصي |
Bu defterde hormon seviyeleri var. | Open Subtitles | هذه المفكرة توضح في شكل بياني مستوي الهرمونات |
Buz içerisindeki su seviyesi artarken deniz seviyesi birden bire yüz metreden daha fazla düşer. | Open Subtitles | وتتزايد المياه فى الارض يزيد مغلق في الثلج ويهبط مستوي البحر اكثر من مائة متر |
Radyasyon seviyesi normal. | Open Subtitles | مستوي الاشعاع ضمن المعاير. صفائح الهيكل نزعت معظمها |
Siz İngilizlerin tamamen farklı bir küfür seviyesi var. | Open Subtitles | أنتم يا رجال في مستوي مختلف تماماً من السب هنا |
Sarı kıvırcık saçlı mı, yoksa Düz siyah saçlı mı? | Open Subtitles | هل لديه شعر أشقر، مموج أم مستوي أم أسود أم ماذا؟ |
Düz kesimlerimin, berbat görünmesine sebep oluyor. | Open Subtitles | مما يجعل الكرافس الذي قطعته بشكل مستوي يبدو مقرفاً |
Baba, yüksek çözünürlüklü Düz ekran televizyon bu! | Open Subtitles | وصورته جيدة أبي هذا ذات سطح مستوي عالي الجودة |
Suç belgelerindeki sadist işkence ve arzu seviyesine bakacak olursak bunun bir takım işi olduğu şüphe götürmez. | Open Subtitles | حسناً ، بالأخذ في الإعتبار مستوي التعذيب السادي والرغبة في تسجيل جرائمهما ، فنحن واثقين أن هذا حدث بفريق قتل |
Yasal seviyede belirli bir anlayışı yoktu bunları nasıl kullanacağına dair. | Open Subtitles | لم يكن لها فهم علي مستوي سياسة إستخدام كل هذه الأشياء |
Ona morfinik reseptörleri bloklayan bir ilaç verdikten sonra, buradaki dopamin seviyesinde bir düşüş fark ettim. | Open Subtitles | بعد اعطائه المخدر الذي يوقف مفعول المخدر الاخر لقد لحظت هبوط في مستوي الدوبامين هنا |
- Ama eşitler. | Open Subtitles | - لَكنَّهم مستوي. |
DRN şarj oranı %15. | Open Subtitles | %مستوي الشحن 15 : تحذير. |
Bir sonraki seviyeye geçmek için izin istiyorum, efendim. | Open Subtitles | ربما سيأخذ هذا مستوي آخر، سيدي. |
Onları bu su örnekleriyle beraber... hormon seviyeleri için klinik laboratuarımıza yolla. | Open Subtitles | و قم بأرسال كافة العينات بالإضافة إلي عينات الماء هذه إلي معملنا لأجراء فحصوات كمية علي مستوي الهرمونات |
Bize bir şekilde fizyolojik düzeyde tepki veriyor. | Open Subtitles | هذا يعود علينا , بطريقة ما علي مستوي فسيولوجي |
Sanırım hepiniz üniversite düzeyinde basketbol oynayabilirsiniz. | Open Subtitles | كلكم يمكنم أن لعبوا كرة السلة علي مستوي الكلية |
Deniz seviyesinden 100 metre kadar aşağıda. | Open Subtitles | إنه يكون تحت مستوي البحر بأكثر من مئة متر. |
Ama bu kararların aile bazında verilmesi gerekiyor ve bu sadece | TED | ولكن الاختيارات تصنع علي مستوي العائلات . |