"مسدّسه" - Traduction Arabe en Turc

• Silahını

Ve Silahını alıyor çenemin altına koyarak devam ediyor,
و أخذ مسدّسه و وضعه تحت ذقني مباشرةً، تمامًا هنا، و يقول

Sakladığın silahı alabilirsek onun Silahını da alıp, bankanın bu tarafını ele geçiririz.
إن استطعنا الحصول على المسدّس الذي خبّأتَه ثم نضع أيدينا على مسدّسه نكون قد غطّينا هذا الجانب من المصرف

Gerçi, Silahını alıkoymamızı ayrıntılarıyla şikayet etti.
على الرغم أنّه إشتكى بإسهاب حول الحاجة إلى مسدّسه معنا

Beyinsizin önde gidenidir. Ne olup bittiğinin farkına varamadan Silahını alırsın.
إنّه أبله، لذا أعتقد أنّ بوسعكَ أخذ مسدّسه قبل أن يدركَ أنّكَ خرجتَ

Wee-Bey, koşarak geldi o 45'lik Silahını kullanmayı ne kadar sevdiğini söyledi.
وعاد (وي باي) راكضاً، حاملاً مسدّسه عيار 45 الذي يحبّه كثيراً

Belki Silahını ateşlediği yer orasıydı.
لربما ذلك سبب إفراغ مسدّسه.

Çünkü katilimiz Royce'u L.A'dan itibaren takip etti. Silahını uçağa sokamıyordu.
لأنّ قاتلنا تتبّع (رويس) من (لوس أنجلوس)، ولم يستطع جلب مسدّسه على متن الطائرة

Silahını çıkartırken saldırgan ateş etmiş.
"سحب مسدّسه فور إطلاق المهاجم النار"

Silahını poşetleyin.
قوموا بأخذ مسدّسه

Silahını çıkarıyor.
لقد أخرج مسدّسه

Kaleb, Walt'u öldürmek için kendi Silahını kullandı.
يتلقّى رصاصة إستخدام (كايلب) مسدّسه الخاص لقتل (والت)ـ

"Johnny Silahını aldı"yı okudun mu?
أسبق وقرأت "تحصّل (جوني) على مسدّسه"؟

- Okula Silahını mı getirmiş?
-أحضر مسدّسه إلى المدرسة؟

Louise, Silahını al.
(لويز)، خذي مسدّسه.

Onun Silahını al, Louise. Orada işte.
خذي مسدّسه يا (لويز)، ها هو.

Onun Silahını al.
) -نعم، نعم. خذي مسدّسه.

Silahını kaptırdı....
هو فقد مسدّسه.