Senin sevgili meslektaşım, jüriye karşı duyguları kullanmak gibi bir alışkanlığın var. | Open Subtitles | ربما لديك عادة اثارة عواطف المحلفين واكتشاب مشاعرهم |
duygularını hiç konuşmayan insanların kimi, onları en derinde yaşayanlardır kimi ise duyguları olmadığı için onlardan bahsetmez. | Open Subtitles | بعض الناس لا يتكلمون عن مشاعرهم لأنه ليس لديهم أية مشاعر |
Bu tür travmalardan sonra bazı hastalar hislerini diğer hastalarla paylaşırlar. | Open Subtitles | بعد إصابة كهذه بعض الناس ينقلون مشاعرهم كلها بإتجاه شخص آخر |
İki insan birbirlerine karşı olan hislerini farkeder ve saatlerce konuşup diğeri hakkında herşeyi öğrenir. | Open Subtitles | عندما شخصان يدركان مشاعرهم لبعض و يتكلمان طوال الليل ليفهم احداهم الاخر |
Benim geldiğim yerde, insanlar duygularından bahsetmezler. | Open Subtitles | ...الناس فقط لا الـ يتحديثون عن مشاعرهم ، من حيث أتيت |
Bazı bipolar hastaları, duygularını ve yaratıcılıklarını yitirme endişesiyle, tedaviyi reddederler. | TED | يرفض بعض المرضى العلاج خوفًا من تبلد مشاعرهم وتدمير قدراتهم الإبداعية. |
Ama bunları görmezden gelirsen, hastaya vereceğin mesaj duygularının ahlaksız ve tehlikeli olduğudur. | Open Subtitles | ,لكن لو بحثتي تحت القشرة تجدين أن الرسالة التي نوصلها للمريض بأن مشاعرهم محرّمة, و خطيرة |
Hiçbir zaman çocuklarınızı duyguları olan insanlar olarak göremezsiniz. | Open Subtitles | لم يخطر ببالكم أبداً أن أبنائكم هم بشر ولهم مشاعرهم الخاصة |
Birçok insan bunun... ..duyguları kontrol etmenin bir yolu olduğunu düşünür. | Open Subtitles | العديد من الناس نجحوا بها طريقه لتهدئة مشاعرهم |
Birilerinin duyguları incinecek olsa da bu hasta doktorunun kim olduğunu bilmeyi hak ediyor. | Open Subtitles | من حقِّ ذاك المريض أن يعرفَ من تكونُ طبيبتُه بغضِّ النظر عمّن ستتأذّى مشاعرهم |
Yaptığım iş sarpa sardı. İnsanların duyguları incindi. | Open Subtitles | العمل لم يسر على ما يرام وأناسٌ ضُرت مشاعرهم |
Çok eski çağlarda, insanlar yazıyı keşfetmeden önce hislerini ifade eden taşları bulur ve onları başkalarına verirlermiş. | Open Subtitles | ..في العصور القديمة ..و قبل أن يخترع البشر الكتابة كانوا يبحثون عن الأحجار التي تمثل مشاعرهم |
Bak, bu gibi olaylarda, insanlar tüm olan biteni hatırlamayabilirler, ama hislerini hatırlarlar. | Open Subtitles | انظري في حالة مثل هذه الناس أحياناً لا تتذكر كل الحقائق ولكنهم يتذكرون مشاعرهم |
Peki, nasıl olur da sıradan inanlar, hislerini bu kadar başarıyla gizlerler? | Open Subtitles | كيف بوسع أناس عاديين إخفاء حقيقة مشاعرهم بكل نجاح؟ |
Travis pek duygularından bahsetmeyi seven birisi değildir. | Open Subtitles | ليس (ترافس) ممّن يتحدّثون عن مشاعرهم تجاه الأمور |
Tüm bu insanlar duygularından bahsediyorlar. | Open Subtitles | كل أولئِك الناس يتحدثون عن مشاعرهم... |
Videoyu izlemelerinden sonra, duygularını derecelendirmelerini istedik ve hepsinden önceki ve sonraki oksitosin düzeyini ölçmek için kan aldık. | TED | بعد مشاهدة الفيديو طلبنا منهم تقييم مشاعرهم وأخذنا عينات من الدم قبل المشاهدة وبعدها لتقييم مستوى الأوكسيتوسين. |
duygularının, uzun mesafeleri kateden telepatik yeteneklere sahip olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | ويعتقد أنهم يمتلكون قدرة محدودة على التخاطر وأنهم يتشاركون مشاعرهم عن بُعد |
Duygusu olan herkesin! | Open Subtitles | الجميع يتحدثون عن مشاعرهم |
İnsan olarak, insanlara ve duygularına çok değer verirdim. | Open Subtitles | أقصد كإنسان؛ أهتتمتُ بعمق بالبشر و مشاعرهم. |
Çoğu kişi, duygularıyla içten ilgilenmeye çalışır, ama Alison bunu bunaltıcı buluyor. | Open Subtitles | غالبية الناس يحاولون التعايش مع مشاعرهم داخليا لكن أليسون وجدت أن هذا غامر |
Gerçek şu ki, insanların yapabileceği bir sürü şey var; hakkında konuşmaya başlamak, ne hissettiklerini açıklamak ve bunun üzerine konuşmak, rahatsız edici hissettirdiğinde dahi. | TED | ولكن الحقيقية أن الناس يستطيعون القيام بالكثير، بدءاً بالكلام عن هذا الموضوع، والتعبير عن مشاعرهم بهذا الشأن بالتحدث عنه، حتى لو لم يكن الأمر مريحاً. |