Bu masrafları ve bu iblisler saldıran, ben biraz dağınık duyuyorum. | Open Subtitles | . مع كل هذه المهمات و هجمات المشعوذون ، أنا مشتتة |
Yani millet hedefleri çok dağınık biçimde her gece vuruyordu yalnızca dan-dan-dan. | Open Subtitles | أعني، كان الجنود يهاجمون أهداف كل ليلة بطريقة مشتتة للغاية، يهاجمون فقط. |
Evet ama Andy'nin son zamanlarda kafası bir hayli dalgın belki bir şeyleri kaçırmış olabilir. | Open Subtitles | آندي كانت مشتتة مؤخراً لذا ممكن انها سهت عن بعض الأشياء |
Özür dilerim, sen gitmeden önce kafam çok karışıktı ama Lachlan benim için ağır olan şeyler yapmıştı. | Open Subtitles | أنا آسفة لأنني كنت مشتتة جدا قبل ذهابك, ولكن لاكلان التخلص من بعض الأشياء الثقيلة عليّ |
Bir şeye bağlı kalmaktan endişe duyuyordum ya da dağılmış olmamdan ya da kendimi sabote ettiğimden kendi başarımdan korkuyordum. | TED | كنت متخوفة من عدم قدرتي على الإلتزام، أو كنت مشتتة التفكير، أو مخربة لنفسي، متخوفة من نجاحي. |
Korku ve tutku dikkatini dağıtmazsa, her şeyi delebilirsin. | Open Subtitles | كلما كنت مشتتة بمخاوفك ورغبتك, انه يخترق كل شيء |
Saatin ne kadar erken olduğunu fark etmemişim. Bu sabah biraz dikkatim dağıldı da. | Open Subtitles | لم أدركُ فحسب أنّ الوقت مبكر فلقد كنتُ مشتتة قليلاً هذا الصباح |
Dış koloniler çok dağınık ve çok uzaktı. | Open Subtitles | المستعمرات الخارجية كانت بكل بساطة مشتتة جداً و بعيدة جداً |
Evet, benim de birkaç gündür dikkatim dağınık. | Open Subtitles | نعم, كنت حقا مشتتة الذهن بالايام الاخيره ايضا. |
Tanrım bazen çok dağınık düşünüyorum. | Open Subtitles | يا إلهي أشعر أحياناً أنني مشتتة تماماً |
Benim biraz kafam dağınık. | Open Subtitles | آسفة أنا فقط نوع ما مشتتة التركيز |
#Duygular iyidir.# ama günün geri kalanını dikkatim dağınık şekilde onu düşünerek geçirdim... | Open Subtitles | ? Emotions are good ? لكنني قضيت بقية يومي مشتتة |
Şansına, kraliçe naibi şu sıralar biraz dalgın. | Open Subtitles | من حسن حظك، الملكة وصية العرش مشتتة أكثر في الوقت الحالي |
Ama, Jess, ya bu iş yerindeki durumları karıştırır ve ve oynaşmamız sırasında seni dalgın ve endişeli bir hâle sokarsa? | Open Subtitles | لكن، جيس، هذا سيجعل الأمور صعبة في عملك وسوف يجعلك مشتتة ومشغولة عن رش النبيذ؟ |
Dr. Fletcher dalgın ve tedirgindir. | Open Subtitles | إلا أن الدكتورة فليتشر كانت مشتتة |
- Tamam, benim kafam karıştı. Bu filmin Amerika Savaşı ile ilgili mi olması gerekiyor? Beğenmedin mi? | Open Subtitles | حسنًا، أنا مشتتة أيفترض أن يدور حول الحرب الأمريكية؟ |
Dikkatin dağılmış gibi duruyor. Evlilik heyecanı mı? | Open Subtitles | ليس مثلكِ من يقترف الأخطاء تبدين مشتتة قليلاً، لربما الزواج يشغل البال؟ |
Sorumsuzca ve dikkati dağılmış bir şekilde davranmıyordunuz. Tansiyonunun ve SAT seviyelerinin stabil olduğundan emin ol. | Open Subtitles | لم تكوني مهملة أو مشتتة. تأكدي من بقاء ضغطه ومستويات الأكسجين في وضع مستقر. |
Tam olarak değil de tüm dikkatini buna vermişsin. | Open Subtitles | ليس بالضبط، أنت غير مشتتة على الإطلاق |
Tam böyle bir fırsat yakalanmışken meydana gelen 11 Eylül saldırısı, ikinci intifada, Afganistan savaşı ve Irak savaşı, bölgesel ve uluslararası liderlerin dikkatini dağıttı. | TED | وبدلاً من اغتنام الفرصة تنصل لاحقاً القادة الكبار والرؤساء من تلك القضية واصبحت مشتتة وبحلول الانتفاضة الثانية واحداث 9/11 وتلك الاحداث التي حدثت في افغانستان والعراق |
Dikkatin mi dağıldı hipnotize mi oldun parmağındaki o koca taş sayesinde? ! | Open Subtitles | هل كنتِ مشتتة أو منوّمة من قبل تلك الصخرة العملاقة في إصبعكِ؟ |