"مشتعلة" - Traduction Arabe en Turc

• yanıyor
• açık
• alev
• alevli
• yanar
• yanıyordu
• ateş
• sıcak
• açıkken
• yanmaya
• yakılmış
• yanıyorlar
• Yangın
• yandığı
• yanarken

O filin üstüne oturamam bir sürü köri yediğim için kıçım yanıyor.
لايمكني الجلوس على هذا الفيل مؤخرتي مشتعلة من آكل كل هذا الكاري،

İçimdeki tutuşan kıvılcım hala yanıyor, tıpkı herbirimizin içinde olan gibi.
إشارة القيادة بداخلي ما زالت مشتعلة ، كما هي داخل كل واحد منكم.

- Bu ışık bütün gece açık mı kalıyor?
هل من المفترض ان تبقى هذا الضوء مشتعلة طوال الليل؟

Koridorun ışığını açar kapıyı hafif açık bırakırdım?
وتركت الأضواء مشتعلة والباب مفتوح, تذكري

Bunca kıvılcım donatıyor gökyüzünü, hepsi alev alev, hepsi pırıl pırıl.
إن السماوات مرصعة بمصابيح لا حصر لها كلها مشتعلة ومشرقة،

Bir zamanlar güzel bir şapkası muhteşem alevli kaşları olan herkes tarafından sevilen küçük bir kız varmış.
كان يا مكان، كانت هناك فتاة ذات رداء احمر ظريف و حواجب مشتعلة بالنار

Carmiña de Saradón! yanıyor Roque, yanıyor!
كارميا دي ساردن إنها مشتعلة يا روكو ، مشتعلة

Şimdi seni yakaladım, gelincik. Bazı vagonlar hâlâ yanıyor ve de enkâz her yere saçılmış.
بعض العربات لاتزال مشتعلة والحطام فى كل مكان

Amma çok merdivendi. Bacaklarım yanıyor.
درجات السلم تلك كثيرة للغاية إن سيقانى مشتعلة

Görünüşe bakılırsa birileri mum yanan bir odada gazı açık unutmuş.
اتضح أن هناك من ترك الغاز مفتوحاً و الشموع مشتعلة

Mücevherle kayıp, ışıklar yanıyor ve pencere açık.
جواهر مفقودة , أضواء مشتعلة , نافذة مفتوحة

- Işığı açık bırakıp yatıyorsunuz ve kayıt yapıyorsunuz.
إذن أنت تذهب للنوم و الأنوار مشتعلة و الكاميرا تصور ؟

Sence burada ışık açık uyumasına izin veriyorlar mıdır?
أتضنين أنهم سيدعونه يترك الأضواء مشتعلة هناك ؟

Reichskanzlei parkında, her yer alev alevdi.
كانت الحرائق مشتعلة فى كل ركن من أركان حديقة دار المستشارية

Bu sene ilkbahar müzikali alevli tutkular ve tabancalar hakkında.
مسرحية الربيع الموسيقية لهذا العام هي قصة مشاعر مشتعلة ومسدسات نارية

Ekmeğini yenmemiş, ateşi de hâlâ yanar vaziyette bırakmazsın. - Polise gittiniz mi?
لا تترك خبزاً غير مأكولاً ناراً مشتعلة, هل ذهبت للشرطة؟

Uyandığımda arabanın içindeydim, yanıyordu.
و كنت في السيارة و كانت مشتعلة

Ama bu gece bu ateş yandığı sürece, yaz hâlâ bizim.
لكن الليلة ، طالما ظلت هذه النار مشتعلة فالصيف مازال ملكنا

Soğuk savaş soğuk barış kadar iyi değildir ama soğuk barış her durumda sıcak savaştan iyidir.
ان حربا باردة ليست خيارا جيداً كبديل مثل السلام البارد ولكن السلام البارد حتماً هو افضل من حرب مشتعلة

Hayatımda bir kez olsun ışıklar açıkken yapmadım o işi!
لم أفعل حتى هذا والإضاءة مشتعلة!

Xoquauhtli kalan sıcak kömürleri şöminenin ortasına istifliyor, yanmaya devam etmesi için tıka basa dolduruyor.
تكدس شكوالتلي الفحم المشتعل المتبقي في وسط الموقد، تأججها لإبقائها مشتعلة.

Majesteleri, kuzey yönündeki işaretimiz yakılmış.
سموك. إشارتنا نحو الشمال مشتعلة.

Gün ışığında görünüyorlar bu da yüzlerce mil uzakta ve büyük ihtimalle de yanıyorlar demek.
إنها واضحة في النهار، مما يعني أنّها أتية عبر مئات الأميال وربما مشتعلة.

Pencereyi açıp dışarı bakınca gördüm ki otelin yanından alevler yükseliyor Otelde Yangın çıkmıştı
ففتحت النافذة و نظرت خارجا، و إذ بي أجد نارا مشتعلة تصعد على جانب الفندق، و الفندق يحترق.

Paraşütsüz düşerken eviniz soyulurken veya yanarken sizi tutan yangını söndürüp çocuklarınızı kurtaran kimdir?
إذا كنتم تسقطون بدون مظلة أو يتم السطو علي متاجركم أو النار مشتعلة بمنزلكم من الذي يستجيب لنجدتكم و يخرجكم من هذا و ينقذ أطفالكم؟