"مشكوك" - Traduction Arabe en Turc

• şüpheli
• kuşkulu
• şaibeli
• şüphe
• sorgulanabilir
• tartışmalı
• şüphelenilen
• tartışılır
• Uncertainty
• şüpheliydi
• tartışmaya
• tartışılabilir

Ancak davacı taraf sizin şüpheli karaktere sahip bir kadın olduğunuzu kanıtladı.
ولكن النيابة العامة قد أثبتت أن أنّك امرأة ذات طابع مشكوك فيه

Ve bu, gelişmekte olan ülkeler kavramının oldukça şüpheli olduğunu gösteriyor.
وهذا يوضح أن مفهوم الدول النامية مشكوك فيه.

Başarınızın, yanlış otomobil seçmiş olduğunuz gerçeğine dayandığını düşünürsek bu biraz şüpheli bir onur.
بالأحرى شرف مشكوك فيه حين تعتبرين ان الانجاز معتمد على حقيقة سوء أختيارك للسيارة

Eğer kuşkulu bağlantı sen isen, bu sana bazı kozları verir.
إذا كنت جهة اتصال مشكوك فيها , هذا يعطيك بعض النفوذ

Bir böcekten fazlasını buldum. Alçıpan, şaibeli tamiratlar,..
تعفن جاف, أصلاحات مشكوك بها مهندس شديد النرفزة

Yetenekleri şüpheli, sınırlarını zorlayan biri olarak mı görülüyorum?
ألأنني أعتبر منهكا بمهارات اجتماعية مشكوك فيها؟

Leonard, eğer şüpheli bir kuruş bile harcarsan bir dahaki sefere annenin üzerine yemin edemeyeceksin.
ليونارد إذا صرفت قرشاً واحداً مشكوك فيه, المرة القادمة سوف لن تحلف بوالدتك

şüpheli bulduğu şeyin muhtemelen Tom'un şapkası olduğunu söylemişti.
أنه ربما قبعة توم أعتبرها بشكل خاطئ أنها مشكوك فيها.

Silahsız bir vatandaş karşısında şiddeti tırmandırmanın şüpheli bir yanı her zaman vardır.
القوة المتزايدة بموضوعِ غير مسلّحِ مشكوك فيهُ دائماً.

Kendi suyunda yüzen barbunya ve tatlı için de şüpheli bir portakal.
وفاصوليا مع صلصتها وللتحلية ، برتقالة مشكوك بأمرها

Hepsi cinayet planı girişimi, şüpheli zehirlenme gibi sıralanmış.
تأجير مخطط للقيام بجرائم القتل وتسمم جماعي مشكوك فيه , وهكذا

Bugünkü tüm şüpheli olaylardan haberim olacak tamam mı?
إذا حدث أيّ شيء مشكوك فيه اليوم، أريد أن أعلم، حسنا؟

şüpheli bir telefon görüşmesi infazı durduramaz.
مكالمة تليفونية مشكوك فيها لن تقف أمام هذا

Her kuşkulu bağlantı amirlere bildirilmek zorundadır, ...bu da rahatsızlık veren sorular ve saatlerce süren evrak işleri demektir.
اى جهة أتصال مشكوك بها , لا بد من اخبار الرؤساء بها عملية تتضمن ساعات من الاعمال الورقيه , واسئلة غير مريحة

Hatırı sayılır bir mirasa kondu ve paranın kaynağı şaibeli.
والذي حصل عى ميراث كبير ومصدر المال مشكوك فيه

Başka kimsede olmayan ve şüphe götürmeyen içerden bir bilgi.
معلومات داخليّة لا يملكها شخصًا آخر، وغير مشكوك في صحّتها.

İyi insanlar, sorgulanabilir sonuçlar için çok kötü bir durumda bırakılıyorlar.
تم وضع أناس جيدون في أوضاع سيئة للغاية لنتائج مشكوك بها.

tartışmalı bir yatırımı, kumar sektörünün gurur duyacağı muhteşem bir tesise çevirecektir.
من منظمة مشاريع مشكوك فيها إلى مؤسسة رائعة يمكن لمجتمع اللعب الفخور بها

Evet, suçlu olduğundan şüphelenilen ikizlerin büyüğü Başkan Joo Joong Won'un etrafında dolaşıyormuş.
نعم الأخت الكبيرة التي كان مشكوك بأمرها كانت كل هذا الوقت إلى جانب الرئيس

Tiyatro konusundaki yeteneğim tartışılır. Hem zaten ben...
مهاراتى المسرحية مشكوك فيها بالإضافة إلى , انا مرتبط

"Uncertainty, RK."
"مشكوك فيه، آر كاي."

Listedeki markalar şüpheliydi efendim, bundan dolayı bazılarını ben seçtim.
الصنف على القائمةِ كَانَ مشكوك فيهاَ، سيدي، لذا إخترتُ شيء آخر.

Durumu anlayabilme yeterliliği tartışmaya çok açık.
قدرته على تقييم هذا الموقف مشكوك فيها بشدة

Yetişkin yıllarının çoğunu insanlar üzerinde tartışılabilir deneyler yapmakla geçiren bir adam.
رجل قضى معظم حياته كبالغ، في القيام بتجارب علمية مشكوك في صحتها على البشر.