"مشى" - Traduction Arabe en Turc

    • yürüdü
        
    • yürümüş
        
    • girdi
        
    • yürüyüp
        
    • gitti
        
    • yürüyen
        
    • yürüyerek
        
    • yürüyor
        
    • geçti
        
    • yürüyordu
        
    • yürüdüğünü
        
    • gitmiş
        
    • yürüdüğüne
        
    • adamın
        
    • üzerine
        
    Bugün, Arthur benimle beraber otobüs durağından eve kadar yürüdü ve dediki: Open Subtitles في ذلك اليوم ارتور مشى معي للمنزل من مكان توقف الباص وقال:
    Birden bire, ikizlerden birisi diğerinin üstüne yürüdü ve tek bir insan haline geldiler. Open Subtitles ثم فجأة، أحدهما مشى تجاه الآخر، وجاءا معا
    Daha iyisi. Ayağa kalkıp kasabaya doğru 6 kilometre yürümüş. Open Subtitles من ثَمَ ، نهض و مشى أربعة أميال إلى المدينة
    Yıllar sonra, savaşacak kimse kalmadığında düşman kapılardan elini kolunu sallayarak girdi. Open Subtitles وبعد عدة سنوات لم يبق أحد للقتال العدو ببساطة مشى نحو البوابات
    Mirabella ile yürüyüp gitti, sanki kız kuklasıymış gibi. Open Subtitles مشى بعيدا مع ميرابيلا وكأنها كانت جائزته.
    Tavşanlar hakkında ne düşünürsün, çünkü şimdi birisi şu yöne gitti. Open Subtitles ماذا تحس تجاه الارانب, لان ارنب قد مشى في هذا الاتجاه.
    Olamaz! Bir kızı Ay'da yürüyen ilk adam olduğuna ikna etmiş olamazsın! Open Subtitles لا ، مستحيل أن أقنعت فتاة أنك أول رجل مشى على القمر
    Damian, o yorgun, Nasıra'dan buraya tüm yolu yürüyerek gelmiş. Open Subtitles داميان متعب، لقد مشى كل الطريق من نازارين
    Şu son birkaç akşamdır daha yavaş yürüyor gerçi. Open Subtitles على الرغم من أنه قد مشى المنزل أبطأ هذه الأمسيات القليلة الماضية
    Rahip aramızda yürüdü, kafalarımıza dokundu. Bir tür kutsama. Open Subtitles مشى الراهب بيننا وهو يلمس الناس على رؤوسهم
    Sahil boyunca yürüdü, yüzdü, kayalara tırmandı ve düşünüp taşındı. Open Subtitles مشى بمحاذاة الشواطئ و مارس السباحة و تسلق الصخور و تأمل
    Şoförü üç kere vurdu. Sonra limuzinin kapısına doğru yürüdü içindeki şişko adamı dışarı sürükledi. Open Subtitles أطلق النار على السائق ثلاث مرّات ثم مشى إلى باب السيّارة
    Daireler çizerek yürümüş. Gerçekten çok üzgün hissediyormuş kendini. Open Subtitles مشى بترنّح , يائساً وعابساً ووفكّر ملياً
    Allah, Kızıl Deniz'i ayırdığında İsrail kavmiyle beraber yürümüş. Open Subtitles مشى مع اسرائيل عندما شق الله البحر الاحمر
    Üniversiteye gitmek için Florida'dan Massachusets'e yürümüş. Open Subtitles مشى من فلوريدا لماساتشوستش لكي يذهب لجامعة بوسطن
    Fakat Kinsey senin atış hattına girdi. Open Subtitles لكن كينزي مشى إلى الخط الخاص بك من النار.
    Belki de gelenleri içeri almak için oraya yürüyüp kalmalarını beklemediği için programı duraklatmıştır. Open Subtitles ربما مشى هناك ليسمح لهم بالدخول ثم أوقف البرنامج لأنه لم يكن يتوقع بقاءهم
    Kim ağlayacak küçük oğlan için Kızgın kumlarda yürüyen Open Subtitles من سيبكي على صبي صغير مشى على الرمال الحارقة
    Birinin kazadan yürüyerek uzaklaştığının delilleri var, Claire. Open Subtitles من المكان الذي من المفروض أنه أختفى فيه الأدلة تدل على أن هناك من مشى مبتعداً عن الحطام
    Sonunda maskesini takıyor, kapıya doğru yürüyor ve birden yere çakılıveriyor. Open Subtitles أحيراً، نزعَ قناعه، مشى إلى الباب أخرج نفسه للبرد
    Çok iyi vakit geçiriyordum ve birden dar elbiseli koca göğüslü bir kadın geçti. Open Subtitles كنا وجود وقت كبير. ثم امرأة في فستان ضيق مشى من قبل،
    Adam yavaş yürüyordu. Tanık sandalyesine bile birinin yardımıyla gelebildi. Open Subtitles لقد مشى ببطء واحتاج لمساعدة حتى يصل إلى كرسي الشهود.
    Bunun devam etmesini sağladık. Burada deneğimiz Bruno’nun ilk kez yürüdüğünü göreceksiniz. TED واصلنا العمل على ذلك، وما سترونه هنا هي المرة الأولى التي مشى فيها أحد مرضانا بالفعل، وهو برونو.
    Eğer uykusunda geziyorsa fazla uzağa gitmiş olamaz, değil mi? Open Subtitles إذا كان قد مشى وهو نائم إنه لم يبتعد بعيداً , أليس كذلك ؟
    "Gelecek nesiller, etten kemikten böyle birinin bu dünya üzerinde yürüdüğüne inanamayacak." Open Subtitles لن تصدق الأجيال القادمة أن مثل ذلك الشخص .بلحمه و دمه .مشى على هذه الأرض
    Bir gün adamın biri ofise gelip ateş etmeye başladı. Open Subtitles بسبب رجل مشى في مكتبنا يوما واحدا. وبدأ باطلاق النار.
    Örneğin bir gün laboratuvarda, yanlışlıkla izolasyon bantlarının üzerine bastı. TED مثلًا، في إحدى الأيام في المختبر، مشى جيم بالخطأ على لفافة شريط كهربائي.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus