harçlığımı hafta 1,000 dolar artırman gerekecek. | Open Subtitles | حسناً ،يجب أن ترفع مصروفي ألف دولار في الأسبوع |
Sormamam gerek biliyorum ama harçlığımı iki hafta kadar erken... gönderebilir misin... biraz ihtiyacım var da...? | Open Subtitles | ولكـن هل تقدرون أن ترسلوا لي مصروفي مثل.. بضعة أسابيع مبكرةً |
Kendi paramla aldım. | Open Subtitles | ابتعتها من مصروفي |
Günde 80 dolar gibi bir şey. Harçlığımın 4 katı. | Open Subtitles | هذا يعني 80 دولار في اليوم إنه أربعة أضعاف مصروفي |
Baba, harçlığım hakkında konuşmalıyız. Artması lazım. | Open Subtitles | أبى، يجب أن نناقش مصروفي أحتاج إلى زيادة |
Bunu benim harçlığımdan karşılarız. Topumu geri ver. | Open Subtitles | ستأخُذي ذلك من مصروفي ، أرجعي كُرتي |
Sana da harçlıklarımı ve dükkânın haftalık kârının büyük bir yüzdesini öneriyorum. | Open Subtitles | وانا مستعد ان ادفع لكم مصروفي ونصف ارباح المتجر على اسس اسبوعية |
Ve tüm harçlığımı hediye dükkanı için biriktirdim. | Open Subtitles | و قد إدخرت كل مصروفي من أجل متجر الهدايا |
Farkına bile varmadan önce harçlığımı, sonra da doğum günü paramı harcadım. | Open Subtitles | قبل أن أعرف أني أنفقة مصروفي. وبعدهاَ نقود عيد ميلادي. |
harçlığımı kesiyorsun ve çalmamamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | أنت ستحرمني من مصروفي و تريدني أن أتوقف عن السرقة ؟ |
Eğer harçlığımı kesersen para için kim bilir neler yapmam gerekir! | Open Subtitles | إذا قطعت عني مصروفي سأكون مضطرة بأن ألعق بعض الذكور. في دورات مياه مخزن كوست فاينل مقابل المال. |
Küçükken harçlığımı dondurmaya ve abur cubura harcardım, o ise, parasını okulda benimle paylaşır, karnımın doymasını sağlardı ve kendisi parasız kalırdı. Yani, o bildim bileli böyle biriydi. | TED | اعتدت انفاق مصروفي أمام عربة المثلجات وأمور كهذه، كانت تأخذ مصروفها وتعطيه لي في المدرسة وتحرص علي أن يكون لدي ما آكله بينما تذهب بدون أكل، إنها من هذا النوع من الأشخاص في الحقيقة منذ أن عرفتها. |
Elbette, harçlığımı harcayacak değildim ya. | Open Subtitles | بالطبع، لن أقوم بصرف مصروفي على ذلك |
-Kendi paramla satın aldım. | Open Subtitles | ابتعتها من مصروفي |
Kendi paramla aldım. | Open Subtitles | ابتعتها من مصروفي |
Evet, Sanırım bu sene, Harçlığımın her kuruşunu, kendim kazanıyor olacağım. | Open Subtitles | نعم أعتقد أني سأكسب كل قرش من مصروفي هذا العام |
Benim tarzımı popüler yapasın diye sana Harçlığımın yarısını verdim. | Open Subtitles | ربما أطلق خط أزياء أو اثنان لقد أعطيتكِ نصف مصروفي من أجل أن تأخذي منظر شهير لي |
Temizim ve harçlığım doğum kontrolüne gidiyor o yüzden... | Open Subtitles | أنا خالية من الأمراض وأنفقت مصروفي علي وسائل منع الحمل , لذا |
Günlük harçlığımdan avans almam lazım. Hiç param yok. İşe çıkmayı bıraktım. | Open Subtitles | أحتاج سلفة على مصروفي اليوميّ - ليس لديّ أيّ مال، توقفت عن القيام بجولاتي - |
Bütün harçlıklarımı legodan bir itfaiye istasyonu almak için biriktiriyorum. Fiyatı 106 dolar. | Open Subtitles | أنا أدّخر مصروفي لأشتري لعبة تركيب معكبات على شكل محطة إطفاء ، ثمنها 106 دولار |
Haftalığımın büyük bölümünü bu durulama saç kremine harcadım... - ...ama ne krem gibi yumuşak ne de durulandı. | Open Subtitles | صرفت جزء جيد من مصروفي حتى أجعل ذلك اللون مائل للصفرة |
Anneler günü için annemi Kansas City'ye götürmüştüm ve biriktirdiğim paraları harcamıştım. | Open Subtitles | أخذت أمي لمدينة كانساس في عيد الأم وإستخدمت ما إدخرته من مصروفي |