"مضغوط" - Traduction Arabe en Turc

    • sıkıştırılmış
        
    • basınçlı
        
    • sıkışmış
        
    • baskı
        
    • stresli
        
    • sıkıştırılmıştır
        
    • Stresliyim
        
    Fransız usülü kızarmış soğanlı sıkıştırılmış biftek de var. Open Subtitles هناك أيضاً قطع اللحم البقري و بصل فرنسي مقليّ أيضاً في أنبوب مضغوط
    25 torba sıkıştırılmış saf toz eroin. Open Subtitles خمسة وعشرين كرية مضغوط بها الهيروين المسحوق
    9km'nin üstümde 15 km'ye doğru basınçlı solunum'a ihtiyaç duyarsınız.Yani G kıyafeti giyersiniz. TED ولكن فوق ذلك الارتفاع .. اي عند 50000 قدم تحتاج الى هواء مضغوط لكي تتنفس .. كما تحتاج بزة لمقاومة عجلة الجاذبية
    Yani diyorum ki, o bana göre sıkışmış karbon sadece. Eğer sende kalmasını istersen, hiçbir şey görmedim. Open Subtitles حسناً، ما أقصده، إنه مجرّد كربون مضغوط بالنسبة إليّ إن أردتَ الإحتفاظ به، فلم أرى شيئاً على الإطلاق
    Üzerimde baskı var. Yarın gece "Adamı" görmeliyim. O silahlara ihtiyacım var. Open Subtitles أنا مضغوط ، عليّ أن أقابل الرجل مساء الغد ، أحتاج هذه البنادق
    Asistanlık sınavına yeniden girecek, bu yüzden çok stresli. Open Subtitles وهو يحضّر لإعادة اختبار المستجدّين، لذا فهو مضغوط قليلاً
    Beyaz cücelerde Dünya'nın 300.000 katı bir kütle, Dünya büyüklüğünde bir hacme sıkıştırılmıştır. Open Subtitles القزم الأبيض كتلته تعادل 3000 مره كتلة الأرض مضغوط فى كرة من الغاز بحجم الأرض
    Ben neden o kadar Stresliyim acaba? Open Subtitles ولماذا أنا مضغوط للغاية؟
    Bedenlerindeki her bir hücre tüm yaşam sürecindeki döngüyü, sıkıştırılmış bir zaman diliminde yaşamış. Open Subtitles كل خلية في جسمهم دخلت في دورة حياة كاملة في وقت مضغوط
    Polis sana, güvenlik kamerası kaydının sıkıştırılmış bir kopyasını vermiş. Open Subtitles الشرطة أعطتكَ نسخة من شريط المراقبة من ملف مضغوط
    Yüksek basınçta sıkılan herhangi bir sıkıştırılmış gaz, donmaya sebep olabilir. Open Subtitles حقنة الضغط العالي والتمدد لأي غاز مضغوط قد يسبب تجمداَ
    Ve bir erkeği kutu kaldırmaya çalışırken buradan sıkıştırılmış ve burdan baskılanmış görmeyi isterdim. Open Subtitles وأرغب برؤية رجل ينحني ليلتقط صندوق بينما هو مضغوط هنا, ومرفوع هنا.
    G kıyafetiyle birlikte basınçlı solunuma ihtiyacınız var ki bu nefes almanıza yardımcı olur ve vermenize de. TED وتحتاج نظام ضخ هواء مضغوط ومع بزة الضغط التي تضغط عليك .. وعلى الاوردة الدموية يمكنك ان تتنتفس ويمكن ان تستنشق الهواء
    Solucan deliğini kapatmak için bir yol bulmalısın. Zıt-salınım devresinde basınçlı bir geri besleme patlaması olabilir mi? Open Subtitles هل سيكون هذا انفجار مضغوط من رد الفعل المرتد على تذبذب مضاد، بأي حال؟
    - Temelde yüksek basınçlı sıvı VX içerir. Open Subtitles انها ببساطة حاوية لسائل كيميائي مضغوط جدا
    Zaten köşeye sıkışmış birine yüklenmek ben, de çok mutlu etmiyor, tamam mı? Open Subtitles إنظر , الضغط على رجل هو مضغوط اصلاً لا يعطيني ذلك خيارات كثيرة حسناً ؟
    Omurgası sıkışmış, boyun kemiği kırık. Open Subtitles الحبل الشوكي مضغوط, كسر في الحلقة الثانية.
    Evrenimizin geçmişini biliyoruz: Big Bang teorisi tüm madde, zaman ve mekanın yaklaşık 14 milyar yıl önce son derece küçük, sıkışmış bir halde başladığını tahmin ediyor. TED إننا على علمٍ بماضي كوننا: إذ تخبرنا نظرية الانفجار الكبير بأن كل شيء: المادة والزمان والمكان، قد بدأ من شيء مضغوط وصغير بشكل لا يصدق قبل 14 مليار سنة.
    Ama baskı hissetmesin diye yatak odasını ona verdim. Open Subtitles لَكنِّي أعطيتُها غرفةَ النوم لأنني لَمْ أُردْها أَنْ تَبْدوَ مضغوط.
    Büyük baskı altındayım. Panik atak geçiriyormuş gibi hissediyorum. Open Subtitles أنا مضغوط للغاية،أشعر بأنّي سأصاب بنوبة هلع
    Biraz stresli ama... Open Subtitles إنه مضغوط قليلاً, ولكن..
    Bir nötron yıldızı, tahminen güneşten iki ya da üç kat ağırdır, ama yaklaşık 10 kilometre çapında bir büyüklüğe yaklaşık bir şehir büyüklüğüne sıkıştırılmıştır. Open Subtitles نجم نيوترن على الأرجح أنّه ضعفُ أو ثلاث أضعاف حجم الشمس, إلا أنّه مضغوط بكرة بقطر عشر كيلومترات, أيّ ما يقربُ حجم مدينة.
    Stresliyim, Spence. Open Subtitles أنا مضغوط ، سبينس

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus