"مطعمه" - Traduction Arabe en Turc

• restoranında
• restoranda
• restoranını
• restoranı
• restorana
• restoranına
• restoranının
• lokantasını
• restoranları eziyordum

Kurstaki en iyi aşçı restoranında bir gece onunla beraber çalışacak.
افضل طباخ فى الفصل سيتاح له فرصة العمل بجانبه فى مطعمه لمدة ليلة واحدة

Geride durup restoranda ona yardım etmeyi seçtim.
لقد أخترت البقاء في الخلف و مساعدته في مطعمه

Bir ay önce Washington'da kendi restoranını açmaya karar vermiş.
وقرر فتح مطعمه الخاص هنا في العاصمة قبل شهر واحد

Duyduğuma göre, bir arkadaşının restoranı tesadüfen yanmış.
سمعت أن أحد أصدقائك لديه حريق غير مقصود في مطعمه

Bir restorana senin adını verdi.
حسناً،لقد قام بإطلاق اسمك على مطعمه

Bu yüzden, siz partiye gittikten sonra bisikletimize binip, onun restoranına gittik.
, لذا، عندما ذهبتِ إلى تلك الحفلة ركبنا دراجاتنا وذهبنا إلى مطعمه

Ama restoranının yandığını söyledi ve bunu söylerken kilisedeydik.
لكنه قال بأن مطعمه قد أحترق و كنا واقفين في الكنيسة

En azından hayaletin kim olduğunu öğrendim. - Bu kendi lokantasını yakan adam değil mi? - Evet.
انه الرجل الذى اشعل النار فى مطعمه الخاص- نعم-

restoranında yangın çıktığını öğrendim.
لقد سمعت انه كان هناك اطلاق نار في مطعمه

Market çalışanlarına göre, her sabah restoranında kahvaltı yaptıktan sonra buraya gelirmiş.
وفقاً لحديث البقالين ، كان يأتي إلى هُنا كل صباح بعد تناوله لطعام الفطور في مطعمه

Marty'yle beni restoranında kredi kartı kopyalarken yakaladı.
لقدأمسكنيأناو"مارتي " نسلب البلاستيك من مطعمه

restoranda köşede oturan şu adam, son gidişimde yine tam aynı yerde oturuyordu.
هذا الرجل كان يجلس في زاوية مطعمه بنفس المكان تماما كآخر مرّة كنت هناك

Hala o restoranda yiyebiliriz.
مازال بإمكاننا الأكل في مطعمه ماذا؟

Çocuklar, babanıza destek olup restoranda çalışacağız.
يا أبنائي سندعم أبّاكم بالعمل في مطعمه.

Senin deden de benim dedemin bütün restoranını hasta eden bayat balık sattığını düşünüyor.
جدك يقول أن جدي باعه سمكاً سمم مطعمه بالكامل

Şef Holden kendi restoranını kurmak için 150,000 dolar kazandı.
الشيف هولدن ربح 150,000 دولار لكي يفتتح مطعمه الخاص

Yanında kalıp yemek yaptın ve restoranını kurmasına yardım ettin çünkü yaralanmasından sorumlu hissediyordun.
لذا بقيتي و قمتي بالطهي و قمتي بالمساعدة في بناء مطعمه لأنك شعرتي بالمسئولية عن اصابته

Gusteau'nun restoranı asılyıldızınıkaybetti.
مات جوستو محطم القلب بعدها بوقت قصير وهذا يعني, ان يفقد مطعمه نجمه اخرى وفقا للتقاليد

Ben de, onun restoranı için iyi iş yapıyor derken, elbette biraz ballandırıyordum.
كنت أخفف الأمر تقريباً، عندما قلت أن مطعمه كان ناجح جداً.

Sen teorini neye dayandıracaksın. En sevdiği restorana mı?
و علم ستبني نظريتك مطعمه المفضل؟

Baksana, istersen bizi şehir merkezindeki onun gözdesi San Domenico restoranına götürtebilirim.
أتدري ماذا ؟ اُراهِنك بأنه سيأخذنا إلى مطعمه المفضّل يُدعى "سان دومينيكو" إنه بالمدينة

Polonya restoranının arka kısmında kumar oynatırdı.
كان يدير قماراً خلف مطعمه الأيرلندي.

Babam kendi lokantasını açabilmek için ailemizi D.C.'den buraya taşıdı.
والدي نَقل عائلتنا إلى هناك من دي سي حتى يستطيع إفتتاح مطعمه الخاص ... لكن نجاح المطعم لم يكن بالشكل الذي خطط له

Poker oynamak için onun avatarını kullanıyordum ve Yelp'teki tüm sevdiği restoranları eziyordum.
أستخدم صورته لألعب البوكر ولأحقر من مطعمه المفضل على الـ"يلب"