| Eğer Eylül'de Phuket'te bulunursan şemsiye getir. | Open Subtitles | إذا لم تكوني في بوكيت في شهر سبتمبر محضره مظله |
| Bir bok fırtınasına yakalandığınızı ama sağlam bir şemsiye koyduğunuzu duydum. | Open Subtitles | بأنك علقت في عاصفه سيئه ولكنك وضعت مظله صامده |
| Otobüste unuttuğum bir şemsiye gibi düşüneceğim onu. | Open Subtitles | سوف اعتبرها مظله نسيتها فى حافله |
| Hukuk departmanı paraşüt takman gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | القانون يقول بأنك يجب أن تلبس مظله |
| 90.000 paraşüt. | Open Subtitles | المظلات : 19 ألف مظله |
| Oraya vardığımızda, onu 3700 metreden, paraşütsüz aşağı iteceğiz. | Open Subtitles | وعندما سنكون هناك سوف نرميه من ارتفاع 10,000 قدم بدون مظله |
| O mavi gözlerin arkasında cinayete meyilli bir şemsiyesi olan bir şuursuz var. | Open Subtitles | و خلف هذه العيون الزرقاء كعكة فاكهه و مظله قاتله |
| Sadece tek şemsiye var ve biz iki kişiyiz. | Open Subtitles | لا يوجد الا مظله واحده ونحن اثنان |
| Dükkanın birinden şemsiye de mi alamadın? | Open Subtitles | أليس بإمكانك حتى شراء مظله من المتجر؟ |
| Ona şemsiye denir. | Open Subtitles | إن اسمها امبريلا=مظله,تحدث بالانكليزيه |
| Bana bir şemsiye lazım. | Open Subtitles | أحتاج مظله |
| - şemsiye mi? | Open Subtitles | مظله ؟ |
| (şemsiye) | Open Subtitles | (مظله) |
| Aslında, taktığı şey paraşüt bile değildi. | Open Subtitles | في الواقع أنها لم تكن مظله |
| Sadece yeni bir paraşüt çıkartmam ve... | Open Subtitles | أنا فقط سوف افتح مظله اخري |
| Bugün paraşütsüz atlamaya kalkmanı anlıyoruz ama. | Open Subtitles | نحن نفهم انك كان ذاهب للطائره بدون مظله |
| Mary Poppin'in şemsiyesi vardır. | Open Subtitles | (ماري بوبنز) لديها مظله |