"معاَ" - Traduction Arabe en Turc

• beraber
• Birlikte
• araya
• beraberiz

İkimiz beraber bu ejderhayı öldürmemiz gerekiyordu ve bunu da yapacağız...
من المفترض أن نذبح هذا التنين معاَ. وهــذا ما سوف نفعل.

Zencilerle beraber yemek yememizi ve aynı tuvaleti kullanmamızı söylüyorlar.
يقولون علينا الأكل معاَ واستخدام نفس المراحيض

Bu bebeği beraber tasarladık ve kesinlikle onun hayatında bir yerin olmalı.
أنجزنا الطفل معاَ وعليك أن تكوني جزءاَ من حياتها

Ve bunun son anımız olacağını düşünüyorum yalnız Birlikte, biliyor musun?
كنت أفكر في أنة ربما تكون آخر مرة نكون فيها معاَ

Ve daha da ötesi, biliyorum ki Birlikte, kızları haklarından alıkoyan yasal, kültürel ve siyasî yapıyı değiştirebiliriz.
وعلاوة على ذلك، أعلم أنه معاَ يمكننا تغيير الإطار القانوني الثقافي والسياسي الذي يحرم الفتيات من حقوقهنّ

Bir araya gelip konuşmamız gerektiğini söylediğimde, seni korkuttum mu?
هل أخفتك حين قلت أن علينا اللقاء والتحدث معاَ ؟

İki kızın beraber dans etmesi Latin kültüründe sorun olmaz.
تقليد لاتيني لا مشكلة أن ترقص فتاتان معاَ

Belki bir gün hazır olunca beraber gezeriz.
ربما يومأَ ما نكون جاهزين ونقضي إجازة معاَ

Yani Brett iyi de, ama beraber dünyayı sarsacak gibi hissettirmiyor bana.
أعني " براد " لطيف لكن لا يشعرني بأننا سنجوب العالم معاَ

Sınırları vardır. Ne yaparsak da beraber yaparız.
لا نضع حياتنا على محك واياَ كان ما نفعل نفعله معاَ

beraber bir hayat kurduk ve gayet iyi bir hayat ve devam etmesini istiyorum.
لقد بنينا حياةَ معاَ وكانت حياةَ طيبة أريد استكمالها

Çok heyecanlıyım çünkü bu bizim biliyorsun beraber dışarı çıktığımız ilk akşam.
أشعر لإثارة بسبب أن هذا أول ليلة لنا معاَ

Bana neler olduğunu söylersen, beraber üstesinden gelebiliriz.
هل يمكنك أن تحدثني عما يجري كي نتعامل مع الوضع معاَ ؟ أتمنى

beraber otururuz geyik yaparız normal insanlar gibi. Prince'inki gibi mi bilmem ama zehir gibi.
يمكننا الجلوس معاَ نفك الأصفاد كالاعتيادين أو البشريين

Gerçekten beraber çalışsaydınız daha da hızlı olabileceğinizi bir düşünün.
للحصول على جراحاتهم الوجهية فقط فكروا كم كنتم ستوفرون علينا الوقت لو تعاونتم معاَ

Raylan, eskiden beraber madende kömür kazarken gelecekte benim nasıl biri olacağımı gördün mü diye merak ediyordum?
أتسائل إن كان الزمن قد عاد لننقب عن الفحم معاَ لديك معرفة محدودة برجل ربما أصبح مثله يوماَ ما

Sonlara doğru anlaşamadığımız noktalar oldu ama beraber iyi para kazandık yıllarca ve öyle gitmeyi hak etmedi.
ربما وصلنا لاختلافاتنا في النهاية لكننا جنينا الكثير من المال معاَ عبر سنوات طويلة ولا يستحق الخروج من الحياة هكذا

Ne zamandan beri bilmiyorum ama Birlikte oluyorlardı.
لا أَعْرفُ اين لكن كَانَ من الضروري أَنْ يَكُونَ معاَ

Birlikte geçireceğimiz zaman sadece bizim. Bizim yarattığımız bir şey.
-كما لو أن وقتنا معاَ هو ملك لنا نحن خلقناه

Yasadığı her gün Birlikte geçirdiğiniz zamanı hatırladığını söyledi.
قالت أن لا يوم مر عليها لم يتأثر بالزمن الذي قضيتموه معاَ

Eğer kırılgan biri varsa, onu yeniden toparlayıp bir araya getirecek kişi de sen olurdun bence.
لو من شخص يستطيع تحمل آخر هش ويلصقهم معاَ سيكون أنت

Ve seninle evlenmedim ama bir şekilde bu işin içinde beraberiz.
وأنني لم أتزوجك ولكن لسبب ما نحن في هذا معاَ