Eski asker tabancasıyla. Hep Dolu tutardı, onu aldım. Anne. | Open Subtitles | مسدسه القديم من الخدمة، كان يبقيه دائماً معبأ وقد أخذته |
Eğer silahın Dolu değilse polis seni silahlı soygundan tutuklayamaz. | Open Subtitles | الشرطة لا تستطيع القاء القبض عليك لحيازه سلاح غير معبأ |
Şoförüme emirler veriyorsunuz, bavullarımın yerini değiştiriyorsunuz ve Dolu bir tabancayla köpeğimi tehdit ediyorsunuz. | Open Subtitles | و تهدد كلبي بالمسدس الذى تحمله. أهو معبأ ؟ |
iyi 1939 yılında, annem ve babam beni İngiltere'ye giden, yahudi çocuklarla Dolu bir trene koydular. | Open Subtitles | جيد في عام 1939,أمي وأبي وضعوني في قطار معبأ بأطفال يهود متجه الى أنكلترا |
Evet, ama ateş eden bir silah bulması geerektiğini de biliyordu, Dolu ya da değil. | Open Subtitles | أجل لابد أنه علم بأنه سيقتل من حمل سلاح سواءً معبأ أم لا |
Dolu bir silahla boş bir silahın ağırlığı arasındaki farkı unutmak gibi. | Open Subtitles | كوزن المسدس في اليد ، لا تدرك أنه غير معبأ |
Yerel müze, bölgede çıkarılan eserlerle Dolu. | Open Subtitles | المتحف المحلي معبأ بالقطع الأثرية من المنطقة |
Son çekişmemiz silahın Dolu olup olmadığı üzerineydi. | Open Subtitles | تلك المجادلة الأخيرة كانت هل كانت المسدس معبأ بالرصاص أم لا |
Kan testlerin vücudunun ibuprofen Dolu olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | لقد خرقتَه بالفعل أظهر فحص دمائكَ أنّكَ معبأ بالإيبوبروفين |
Yastığın altında bir silah bırakmışsın.silah Dolu ve tutukluk yapmıyor. | Open Subtitles | هناك مسدس تحت الحشوة اليسرى معبأ بالرصاص و بوضعية اطلاق نار مباشر |
Sinekler, süzdükleri tatlı suyla Dolu. | Open Subtitles | هذا الذباب معبأ بالماء العذب التي تمت تصفيتها من الماء المالح. |
Böylece, Amerikalıların doğal hakkı olan silah taşıma hakkında sahip değilsin, Dolu ya da boş. | Open Subtitles | بهذا الحق لست مؤهل لحقوق أمريكي بحمل سلاح خفي معبأ أم لا |
Bu ordu kahramanca görevler yapan askerlerle Dolu ve orada biz geliyoruz. | Open Subtitles | الجيش معبأ بالجنود في مهمات بطولية، ثم هناك نحن |
Bu sana ait olduğuna göre.. ...hiç şüphesiz Dolu olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | بما إنه سلاحك، فبالتأكيد ليس علينا أن نذكّرك بإنه معبأ. |
Son 6 haftamı Dolu bir silahla ormanda geçirmiş olabilirim, çünkü hayattaki amacım buydu. | Open Subtitles | قد أكون حقاً قضيت الأسابيع الستة الماضية أتمشى في الغابات مع سلاح معبأ لأنه الأمر الوحيد الذي أعرفه |
Silahlar Dolu gördün, değil mi? | Open Subtitles | ـ لا أعلم إنها ليست معبأ بالرصاص، رأيت ذلك، صحيح؟ |
Dolu bir silahla bir odada kalmak ve birbirimizi öldürmemizi söyleyen talimatlar kesinlikle endişe verici. | Open Subtitles | أن أحبس في الغرفة بسلاح معبأ وتعليمات بقتل بعضنا هذا كثير للقلق عليه |
Dikkat et Dolu, mermiler sahici. | Open Subtitles | كن حذراً، انه معبأ. بذخيرة حية |
- Dolu! - Yanlış silahı aldın! O Dolu olan! | Open Subtitles | أنه معبأ - لقد أخذت المسدس الخطأ,أنه معبأ |
Eline Dolu bir silah verecek kadar aptal değilim. | Open Subtitles | ليس كفاية لأضع مسدس معبأ بيديك |