aptal bir çavuş beni selamladı ve barajdan geçtiğimizi söylemeyi unuttum. | Open Subtitles | رقيب معتوه أعطانى التحية و نسيت أن أذكركم بمرورنا على السد |
Şuradaki ikizler, karının bir manyak tarafından buz kıracağıyla öldürüldüğünü söylediler. | Open Subtitles | أولئك التوائمِ. قالوا بأن زوجتَكَ قتِلت مِن قِبل معتوه بمعولِ ثلج |
Benim deli olduğumu sanıyorsunuz ama size söyleyecek bir şeyim var. | Open Subtitles | أَعرف رجالك يعتقدون أَني معتوه لكن هناك شيء آخر أنا سأخبرك |
Sen hayatımda tanıdığım en anormal, salak, kaçık-- | Open Subtitles | أنت أكثر معتوه سافل مجنون قابلته في حياتي |
Bir resitalde gülen her kimse zaten kaçık falan olmalı. | Open Subtitles | أي أحد يضحك أثناء عزف مقطوعة على الأرجح أنه معتوه بأي حال |
Tam bir psikopat. Onlarca otomobil bombalama olayına adı karışmış. | Open Subtitles | الرجل معتوه حقيقى كان يصل السياره بدسته من القنابل |
Anlaşılan, sesini çıkarmadı mı Kadını aptal yerine koyuyorlar. | Open Subtitles | أرى امرأة قد يكون أدلى معتوه وإذا لم تكن روح للمقاومة. |
Bunu bildirirsem beni de diğer aptal yetişkinler gibi görecek. Tam da ilerlemenin eşiğindeyken bir de. | Open Subtitles | إذا بلغت عنه، سيراني كبالغٍ معتوه وأنا قريبٌ جداً من فتح قلبه لي |
aptal olma. Ön kapıdan çıkmayacağız. | Open Subtitles | لا تكن معتوه نحن لن نقوم بالخروج من الباب الأمامي |
manyak dediğiyle tahmininden çabuk anlaşacak. | Open Subtitles | وقال أنه لن يستطيع التعامل مع معتوه من العصور الوسطى بلي سيتعامل مع معتوه من العصور الوسطى أكثر مما يعتقد |
Polis manyak bir katili arıyorsa birini temizlemek için en iyi zamandır. | Open Subtitles | أفضل وقت للتخلص من شخص هو عندما تطارد الشرطة معتوه قاتل. وقتها يمكن أن نساعد بعضنا البعض |
Kamu alanına çöpünü getirip deli bir insan gibi davranan o adam olma. | Open Subtitles | لا تكن ذلك الرجل الذي يحضر القمامة الى ميدان عام ويتصرف كشخص معتوه |
Çılgın olduğunu söyleyen gözler deli olduğunu. | Open Subtitles | إنهما تخبرانك بأنه معتوه معتوه لدرجة الجنون |
Çok zaman alır bu salak | Open Subtitles | وينبغي أن يستغرق حوالي مدى الحياة. معتوه. |
Ya da istediğini almak için kullandığın saf bir salak mıyım öğrenmem gerek. | Open Subtitles | أو إني مجرد معتوه ساذج. تستخدمينه للحصول على ما تريدين. |
Kırıcı olmak istemiyorum. Yani çocuk biraz kaçık ama kötü biri değildir. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون قاسية, الشاب معتوه قليلاً لكنّه ليس وحشاً. |
Son derece fanatik. Tam bir psikopat. Onlarca otomobil bombalama olayına adı karışmış. | Open Subtitles | الرجل معتوه حقيقى كان يصل السياره بدسته من القنابل |
- Bak Shaw beni kafasına talihsiz şekilde bilgisayar girmiş olan bir moron gibi görürse bu aptal yaftadan asla kurtulamam. | Open Subtitles | انظر, لن أكون قادرا على التخلص من هذا الغطاء السخيف اذا اعتقد شو اني مجرد مدني معتوه الذي صادفة الحظ السئ للتورط |
Neden bayanı bırakıp bunu erkek ile ucube arasında halletmiyoruz? | Open Subtitles | لما لا تترك هذه السيده وتتحدث الى الرجل يا معتوه |
Ama sen hasta hastalıklı bir et parçasısın ve böyle ölmeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | لكنك معتوه و كتلة لحم سقيم هذه الطريقة هي التي تستحق الموت بها |
O bir geri zekalı. Şirket onun gibi ölü yatırımlara maaş vermemeli! | Open Subtitles | انه معتوه , الشركة لا يمكن أن تتحمل أن يكون لها وزن ميت مثله على الرواتب |
Sen delisin! Aklını kaybetmişsin! | Open Subtitles | انت معتوه يا رجل لقد فقدت عقلك تماما |
Annenin ya da herhangi bir delinin bunu bozmasına izin vermem. | Open Subtitles | لن أسمح لوالدتك، أو أىّ معتوه يعكّر صفوى. |
Tek kızına, sizin gibi davranan birinin ancak bir ahmak olabileceğini buradan biliyorum. | Open Subtitles | هكذا أعرف بأنّ الرجل الذي يعامل ابنته كما تعاملها أنت هو رجل معتوه |
Hem bir sapık ile bir hanımefendi konusunda kimse şüpheye kapılmaz. | Open Subtitles | و في النهاية ، لن يتحدث أحد عن سيدة و رجل معتوه |
Kaçığın teki olduğunu söylemiştim sana! Su katılmamış bir çatlak! | Open Subtitles | قلت لك أنها كانت معتوه إنها معتوهة بالكامل |